Kaldırımlar topuklarımdan sokuyor
Üzerine bastıkça, kavisli parkede
Her adımım sanki yerinde sayıyor
Tek kaldığım bu muhacir yerde
Kaldırımlar topuklarımdan sokuyor
Kustukça karanlık, büyüyor dev
Sinsice şişiyor kemikli gövdemde
İçimde kutup yıldızı alev alev
Dal ucunda ışığını görsem de
Kustukça karanlık, büyüyor dev
Öyle hüsran, gölgem dahi terk etmiş
Ağaca asıldığım kalın zincirde
Karanlık ağzıma korku zerk etmiş
Çenemde şırası akan incirde
Öyle hüsran, gölgem dahi terk etmiş
Uyuşuk kurşunların vızıltısı gelir
Demir kuyruk, paslı gecede
Kulak tıkadıkça sesler yükselir
Kuytuya sinmiş siperde
Uyuşuk kurşunların vızıltısı gelir
Toprağı ezerim benden bihaber
İki kişiyiz yıkık harabede
İçimde biri, benle beraber
Yere vurduğum tonlu darbede
Toprağı ezerim benden bihaber
Sularım göğde açacak kuru yemişi
Dudaklarım hala eski teranede
Yâd ediyorum soyka geçmişi
Kuraklığa doymuş senede
Sularım göğde açacak kuru yemişi
Parşömene düşen efsun kader
Yazı karışmış buğulu kalemde
Kendimi hoyratça sunmazdım
Hayatım silik kelimede
Parşömene yazılı efsun yazgım
Aldırmadan açıyor köşe çiçekleri
Cevher altı yaprak lalede
Gün içi koruda kaybettim gerçekleri
Buldum filizlenmiş minarede
Aldırmadan açıyor köşe çiçekleri
Kayıt Tarihi : 3.5.2014 22:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!