KORKU ŞİİRLERİ

KORKU ŞİİRLERİ

Mehmed Sarı

KORKU ATEŞİ


Korku sardı yüreğimi
iki korku ateşidir
yanar göğsümde gönül gözlerin,
Yüzsün sonsuz sularda
..

Devamını Oku
Çetin

Her Doğan bir can geleceğini bilmeden, yarınlarını bilmeden gözlerini açar.
İlk bakış, ilk gülüş, İlk kelime, İlk adım, Yıllar geçtikçe Hayatı dahada bir başka gözlerle izler ve öğrenir. Yıllar öylesine çabuk geçerki bazen zamanı durdurmak istersiniz ama durduramazsınız. Ve işte o an gelmiştir son nefes. İşte yolun sonu ve dönüşü olmayan bir yolculuğun başlangıcı.
Hayatımda ilk kez bu gün korktum, evet hayatımda ilk kez bu gün korktum çünkü içimde dolaşan bu illetin neden beni seçtiğini bilmiyordum. Halbuki daha yaşanacak çok hayallerim vardı. Ama ben Sınırları belirlenmiş bir hayatı yamak zorundaydım. İlk kez İçimdeki bu illeti doktorumun bana söylediğindeki tebessümümü düşündüm. Sevinmiştim belkide yeniden doğmuşcasına sevinmiştim içimden. Doktora teşekkür ederken yüzündeki hayret verici ifade beni mutlu etmişti. Akşam eve geldiğimde eşim sordu? Eee ne dedi doktor? bende sanki normal bir durummuş gibi Akciğerlerde kist var 6 ay sonra tekrar kontrolüm var fakat kanser olma olasılığı yüksek dediğimde tepkisi beni şaşırtmamıştı. Boş ver sen i....e benzersin ne kanseri cevabını almıştım. Aslında beni şaşırtmamıştı bu cevap. Son 6 yılda okadar çok şey yaşamıştımki ve o kadar yanlız kalmıştımki bu beni hiç ama hiç şaşırtmamıştı. 96 yılında akciğerleimden ilk su alındığında doktor biraz endişeliydi ve aradan 6 yıl geçtiği halde ben ne verilen ilaçları kullanmış nede söylenenleri yerine getirmiştim. Aslında benim için bir nevi kurtuluştu bu hayattan. Sevgisizlik ve büyükçe bir kalabalığın ortasında tek başına yapa yanlız kalmanın verdiği umutsuzluktan kurtulmanın bir yolu. Bir zamanlar bende umutlar besleyerek çıktığım bu yolda artık sona doğru ağır adımlarla ilerlerken şimdi birden içimi bir korku kapladı ve korkmaya başladım. İlk kez evet ilk kez ölümden ve ölmekten korktum bu gün. Son kontrol için gittiğim dokrtorum yüzüme bakarak sert bir dille! olmuyo bak, bu şekilde ir sonuvca varamayız. ne verdiğim ilaçları tam kullanıyosun v-nede tedaviye uyuyosun. Bu şekilde nereye kadar gidilir bimiyorum.
Evet bende bilmiyorum nereya kadar gidecek ama birgün bu hayatın biteceğini ve bununda sayılı olduğunu biliyorum artık. Biliyorum ama ilk kez içimde bir korku var ve ben bu korkuyu nasıl yenebileceğimi bilmiyorum. Göğsümde başlayan ince sızılar her geçen gün biraz daha artmaya başladıkça, içimdeki korkularda artmaya başladı.
Hastalığımı ilk öğrendiğim gün başladım şiir yazmaya, belli ir düzen veya kafiye aramadım sadece o an hissettiklerimi yazdım. Başkaları okumasın diyede kendime özel bir diz üstü aldım ve tüm şiirlerimi bu pc de topladım. bir süre önce bu sitede kayıtlı tüm şiirlerimi sildim. Çünkü sadece bana ait olmalarını istedim. Uzun zamandır giriş yapmadığım bu siteye, site üyelerine, ve site yöneticilerin benimle paylaştıkları birçok şiir ve yazılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Beni dinlediğiniz, eleştirilerinizle bana yön verdiğiniz için herkese teşekkür ediyorum. Hoşçakalın ve sevgiyle kalın.
..

Devamını Oku
Edim Ahmet

Korku

Her yanımı çevirmiş
Korku denen zampara
Ta yüreğime girmiş
Kalbimi kıra kıra

..

Devamını Oku
Ali Bozkurt Niyazlar

İçeri girmiş gibi
Hepimiz
ha içeri
Ha dışarı
Düğümleniyorsa sözlerin boğazında
ha dışarı ha içeri
Sıkıyor birileri boğazımızı sanki
..

Devamını Oku
Yaşar Cerit

Hedefinde ölüm hedefinde zulüm,
Senin hedefinde ağıt ve gözyaşı var.
Şarjör'den namluya sürülen,
Hiç adres sormadan giden,
Ey uğursuz katil kurşun?
Bilir misin namlu'dan çıktığın anı?
Şu aşağı Mezopotamya'da,
..

Devamını Oku
Hümeyra Yılmaz

Ya bir gün, düşlerimden çıkıp gelirsen, ben ne yaparım?

Korku veriyor bu düşünce heyecan yerine.Sana doymaktan korkuyorum belki de.
Senli sofralardan aç kalkmaya öyle alıştım ki, ellerim tenine, gözlerim gözlerine, saçlarım şefkatine, yüreğim sevgine aç. Bir tek düşlerim tok kalkıyor bu sofradan.

Ya bir gün, düşlerimden çıkıp gelirsen, ben ne yaparım?

..

Devamını Oku
Sezgin Bektaş Sezzz

Aşk bir savaşa benzer,gürültü,karmaşa,acı,heyecan,korku,uykusuzluk,açlık,üzüntü ve sevincin iç içe olduğu, güçlü olanın kazandığı ve bir tarafın kaybetmek zorunda kaldığı bir Savaşa benzer.Aşk sonrası yıkık dökük güçsüz bir ülke gibidir kalp,geçmişin anılarıyla yaşamak zorunda kalan kaybeden bir Ülkedir KALP.
Aşk bir Savaşa benzer Kalp bir Ülke
..

Devamını Oku
Derya Ceylan

Konuşmadıkça konuşmayacağım onlar.Söylemedikleri zaman sormayacağım.Sormadıkça söylemeyeceğim.Belki böyle böyle kalbime gömeceğim.Olmadık zamanda aklıma geliyorsun.Aykırı zamanlarda özlediğimi hissediyorum.Bu acıtıyor beni...Kanatıyor yüreğimi.Sen sen diye haykırıyor ellerim, gözlerim, bütün bedenim...Bunları hissetmek öyle bi duygu ki, inan değil yaşamak, düşünmekten korkuyorum.Nedenini bilemediğim belki de bilip de söyleyemediğim bir korku bu.Bunları yaşamak üzüyor beni.Öyle ki sanki uçurumun kenarında bir ayağım boşlukta öylece kalakalmışım.Ne yaşamaya dönebiliyorum ne de ölebiliyorum...Meğer ne zormuş yokluğuma alışmak.Söylenmemiş şarkı gidilmemiş yol gibi., sanki yaşanmamış bir gün gibi...Ağlayamamak gibiymiş meğer sensizliği yaşamak.Kelimelerin yetersizliğini daha iyi anlıyorum.Anlatamıyorum yalnızlığımı...Ve belki de bu yüzden gömülüyorum kitaplarıma...Onlarla yaşadığım anı unutuyorum, yani yalnızlığımı, sensizliğimi, saatlerce, aylarca okumak istiyorum.Bitirip tüketmek istiyorum defalarca kez söylediğim sensizliğimi...Seni bana getirinceye kadar....
..

Devamını Oku
Bayram Karaali

Mabedi yıkılanlar, inançlarıyla yalnız ve çaresiz,
Sığınmalarına, yıldırımlar düştüğünde bitap,
Korku yollarını tükettiklerinde, ıslık çalmazlar,
Kulaklarını tıkayıp, bağırarak türkü söylemezler..

Ne inançlarım var, ne sığınmalarım artık,
Korku yollarınıda tükettim, ıslıkta çalmıyorum,
..

Devamını Oku
Mehmet Sani Özel

Sadece ışıkların göze geldiği, sisli puslu gecelerde ümit ilahi güçlerle tahayyül edilir. Hani o fırtınaların ulu ağaçları kökünden tutup sürüklediği dehşetli anlar yok mu, o ölümün veya ölümle kol kola çaresizliğin çok yakınlarda olduğu hissedil ipte, aman dileyecek bir kimse veya dalından tutulacak bir kök, bir ağaç, bir ot parçası olmadığı anlaşılınca son çare kişi yüreğinde yaşadığı ümidi Tanrısallaştırır. Ta ki, ecel terleri şakaklarından aşağı akmaya başlayıp ta, yaşanılan endişenin ehemmiyeti, önemi ve alternatifsizliğinin düşüncedeki soğukluğu kalp atışlarına sekte vurduğu iyice anlaşılınca, kâinatta gerçek Yaratıcının var olduğu kabul edilir. Ve son çare olarak o Yaratıcıya, inanç ve sadakatle söz verilir, imdat kemendi atılır.

Sandal barınağında sabaha uyanır. Gözlerinin etrafında akşamın ıstırabından kalma kan çürüğü haleler vardır. Kıyıdaki kayık, “nasılda korktun ama! ” dercesine edalı bir şekilde sallanmaktadır. Tehlikenin geçmişliğinin tadında derin nefesler alarak, yaşananların üzerinden şöyle bir geçer; Sanki birkaç saat önce daralan hayat yolundaki binek şu ahşap kayık değildir. Beklide o başkadır, bir canavardır. Zira baktıkça, üzerinde hiçbir endişe ve korku izi görmediği sandal, “unuttum, ben bir şey görmedim, bilmiyorum! ” der gibidir. Dahası bütün bu olanlar, küçük bir uyku aralığında görülmüş kabus, kötü bir düş gibidir.

Yarım ağızlı, kayalardan oyma bir mağara kovuğunun ufkundan deniz o kadar uslu mülayim görünmektedir ki, çaresizliğin doruğunda gerçek Tanrıya verdiği (eğer kurtulursam dediği.,) sözler, bu tatlı görünüşün tahtasında hızla silinmektedir. Hafıza kayıtlarında yaşadığı dehşet ve korku ile ilgili şahitlik edecek hemen hiçbir müspet delil iz ve işaret yok gibidir. Zaman süratle ahdini sakata almaya koyulmuştur, derken bir boş vermişliğin esiri olmaya gönlü çoktan razı gelmiştir ve vefasızlığın tarafındaki açık yakın, ziynet süs ve görünür güzellikler gönül e (nefse) pek daha hoş gelmektedir ki, daha önceden de olduğu gibi afakî fırsatların içine hesapsız dalıp gider.

Devam ederken hayat, kişi irili ufaklı korku ve ümit arası olaylar, hadiseler, tereddütler, tehlikeler görür ve yaşar. Bunların hepside öncekilerin tıpkısının aynısı gibidir. “Ahde vefasızlık! ” Bir kolaycılık, bir alışkanlık, huy haline gelmiştir. Ne zaman aklı ve vicdanı onu sorguya çekip öz eleştiri yapmaya zorlasa, hep “belki.,” leri vardır. Beklide yüreğini vurup kurtuluşa erdiğini sandığı Tanrı, ona onun hissedip kabul ettiği gerçek değildir.., gibi kendince masum mazeretlerin ipine sarılarak, kendini asıl olan gerçekten hıyanet tarafına doğru çekmektedir. İrade torbasında vehim, vesvese, hak, hakikat, aklıselim ve realite gibi kararların hepsi mevcuttur ancak kişi hemen her seferinde adeta tombala çekmektedir.
..

Devamını Oku
Nermin Tiryaki

Emine kapıyı açar açmaz ablasının boynuna atıldı hiçkıra hiçkıra ağladı ablası kuzum üzülme ben yanındayım emine ağlayarak bir bir anlattı bir anlam veremedi ablası Allah Allah nereye gider kuzum karakola gidelim emine kimse bilmesin diyosun başkayapcak bir şey yok gülüm minik esmacık olan biteni anlamaya çalışarak sürekli annesine sorular soruyordu.Kızının sorularına cevap verememek kahrediyordu emineyi kapı zili acı acı çaldı.emine korktu yüreğine bir sızı saplandı bir anda Allahım neolur kötü bir şey olmasın diye dua ederek kapıya yöneldi açamadı emine elini kapıya uzatamadı ablası hızla eminenin önüne geçti kapıyı açtı.Muhtar hasan çavuştu gelen akşam olmuştu emine çaresizce baktı muhtara sanki kötü bir haber duyacak gibi içine doğmuştu sanki sesi titreyerek sordu hayırdır hasan amca kötü birşeymi var hasan çavuş üzgün osman ne zaman evden çıktı emine kızım biranda korku sardı emineyi birşey söylememiştiki muhtara nerden biliyor ALLAHIM söyle hasan amca söyle ağlamaya başladı yok kötü bir şey var söyle ne olur hasan çavuş kızım dedi osman.
..

Devamını Oku
Burak Özkul

Anlam;
Yüklenmeden bazlanan aşktır çoğu zaman

Baz;
İçine oturan acı bir yüktür kalkmayan

Yük;
..

Devamını Oku
Ahmet Kemal

GEL BOYNUMA ATLA

Yine bana gel yine bana gel diyorsun
Seviyorum seni sevi-yorum senisevi-yorum
Korku-yorum korku-yorum korku-yorum diyorsun
Gel boynuma atla gel boynuma atla diyorum

..

Devamını Oku
Gunseli Başar

kalabalık bir yoldu.. uzunca sürdük katarları denizin ortasına.. ay kızıl kordu elimiz..sürgün gibi bir çığlık yankılanıyordu....
korku elim denizi ürküterek sese doğruldu.....

Ey tanrım! ...
bu gökyüzünü koru..
Ey tanrım! ..
bu ekmeği koru..
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Tarih onunla aktı uzandı sonsuzluğa
Damlaları berraktı, bereket taşıyordu
Kimse dayanamazdı ona ve susuzluğa
Özüyle mutabıktı özgürce yaşıyordu

Sen akmana devam et, sonsuza doğru Fırat
Herkese korku olan, sana konulmaz sırat
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Asıl korku ölüm değil yorulma,
Sen önce dünyaya gelmeyi düşün.
Bir şey diyeceğim ama darılma,
Sen yaşamdan ibret almayı düşün.



..

Devamını Oku
Hülya Endoğan

Çok önemli güzel şeyler yaşarız,
Ne yaşadığımızın farkında değilizdir, ilk önce
Ağır adımlarla yürürüz üzerine
Anlamaya çalışırız
O yaşadığımız zamanın üzerindeki dikenleri farkederiz
Tek tek çekeriz ama hepsini aynı anda çekemeyiz
İşte o anda endişe,korku çevreler etrafımızı
..

Devamını Oku
Sinan Yazıcı

Dar gelirse mezar başlayınca sorgu
Yıldırım gibi çöker en acımasız korku
..

Devamını Oku
Oğuz Furkan Kalyoncu

Senden beklenilen buydu.Aşk anlayışının zevkten ibaret olduğunu bilemedim. Ela gözlerinde sipsiyah ihanet var artık. O gözler ela değil; günahlara bürünmüş bir cennet. Düşüncelerin bakire olmadıktan sonra,bedenin bakire olması neye yarar? ''Bir haftada'' insan bu derece nasıl kirlenebilir? Arkanda o kadar çok soru işareti bıraktın ki,her soru işaretinde benliğim kayboldu ardından düşüncelerimde ki masumluk.O*****luk duygusu nasıldır bilemem ama p*çliğe benzer bir şey sanırım.Benden sonra ki bir haftalık boşlukta duyduğun saygı için teşekkür ederim. İnsanlar saygıyı korku sanar sevgilim. Seç öylesine cesurmuşsun ki; paramparça ettin tabularımızı,sevgimizi ve en önemlisi hatıralarımızı...
..

Devamını Oku
Osman Uyanık

Herhalde insan demek
Korku ve ümit demek
..

Devamını Oku