KOPARMAYIN GELİNCİKLERİ
Gülümsetir seni kan çiçekleri,
Her biri verilen candır, bilmeden…
Soğuğu keskindir, bilek acıtır
Yürekte beni, mahkum zincirleri
Bilmez burada kıyılan canları
Habersiz gezerler Ulucanlar’ı,
Utancından gelişemedi Mamak,
Fırtına’nın evladı asılınca demek…
Birdi yer gök inledi “Masum onlar”
Sustu sabiler, ağladı analar
Suçsuz oldukları belliydi ama
Sessiz kaldı siyasetçi abiler…
Gücünüz bunlara mı yetti anca?
Açmadan kurudu onlarca gonca
Bir olup da bir ses çıkarmayınca
Nasıl da kıydılar o kadar gence
Sislendi yüz, feri söndü gözlerin
Yüklendi hepsi söylenmemiş sözlerin
Bir yâriyle anasına üzüldü o an
Yılarca çalacağı gibi sazların
“Mahpushane kulesi görünür yokuştan
Memurlar Koğuşu sardı türküyü baştan
Ekmek kuru, döşek demir, duvarsa taştan
Hep mi idamlık çıkar altıncı koğuştan”
Adın batsın cellat kopsun kolların
Sesi kesildi Mamak, Ulucanların
Görünce idamı içi eridi
Karanlık avlunun taş duvarların
Öğrendi halkım Salâ verilince
Gece gizli, fidanlar derilince
Cenazelere namaza durdular
Çinko damlı solgun gecekondular
Karardı Mamak, dondu Ulucanlar
Söndü nefesler, gitti yiğit canlar
Hani can almaya karşıydı dinler
İnsanlıktan nasipsizler ne anlar
Yüreği kurusun, yıldızı sönsün
Adaletin değil, onun seçimi
İsteyince perde arkasındaki
Ölüme kırdı, kuklası kalemi
İsyan düzeneydi değil Allah’a…
Saf tuttu saf halkım durup yan yana
Sağa da selam verildi işte sola da,
Aha Gardaş ta bir şimdi Yoldaş ta…
ALP ARSLAN
Kayıt Tarihi : 29.4.2019 10:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!