KOLTUK
Omuzda taşıdılar seni
Getirdiler bir odaya
Şık kıyafet giyip uydun modaya
Odana Ağanın fotoğrafını astın
Yaslandın geriye
Kendini kastıkça kastın
Önünde bir masan var
Üstünde adın yazar
Önce çiçeklerle açıldı yol
Ziyaretçilerin geldi bol bol
Maarifet iltifata tabidir
Kimi kardeş, kimi hısım, kimi abidir
Bazen görüşmek bile rüşvete tabidir
Mebla kalmış senin vicdanına
Bazen beş, bazen on, girer cüzdanına
İtiraz edenle ortada buluşursun
Bir kaç ortakla paraları kırışırsın
Böyle döner düzenin çarkı, alışırsın
Şayet bu düzene uymazsan
Emir kulu olduğunu unutup da
Emredeni duymazsan
Anında çekerler kızağa
Düşürürler seni bin türlü tuzağa
Defterini hemen dürerler
Bir dağ başına sürerler
Dün seni omuzlarda taşıyan el
Bugün sana sille vurur
Ne makam kalır ne de o eski gurur
Nerden nereye...
Sakın hayıflanma bu haline
Kendi isteğinle verdin yakayı Ağaların eline
Yeni tavizler doğurdu önceden verdiğin tavizler
Senin de kırkı geçti, kırdığın cevizler
Unuttun mu?
Nerde bir güç görsen arkasına sinmiştin.
Bir makam için pusuya yatıp tepeden inmiştin
Gasp edip birilerinin hakkını, nasıl sevinmiştin.
Geriye yaslanıp eşine dostuna övünmüştün.
İşte o günden beri mazlumun ahını aldın.
Etme bulma dünyası
Bugün sap gibi ortada kaldın
Ey, koltuk!
Dost acı söyler, sakın bana darılma.
Menfaatin için herkese sarılma
Hak etmediğin bir makama kurulma
İster süet ol ister ham deri
Unutma sakın geldiğin yeri
Hele rüşvet, torpil, dalga dümenle
Asla olmasın işin
Fanidir bu dünya, ahireti düşün
16.04.2020 Kayseri Veli Akça
Veli AkcaKayıt Tarihi : 16.4.2020 17:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!