Bir an için sessizliğin hüküm sürdüğü şu anlarda, meyvesiz iki kuru daldan ibaret ağaçlar, birkaç Sovyet döneminden kalma, donuk bakışlı; soğuk ruhlu binalar,
Bununla beraber derme çatma aydınlatılmış, sarı ve sönük ışıkları yanan birkaç bacasız ev..
Üstelik camların yerine üstü yanık muşambalar örtülmüş.
Soğuk olan sadece binalar değil; bakışlarımız, konuşmalarımız, parmak uçlarımız, umudumuz, ruhumuz, ama en çok da bu havanın soğukluğu..
Sanırım hepsi bundan kaynaklanıyor. Bu soğukluk...
Bütün kıtaya hakim bir soğukluk var. Ruhumuzun en ücra köşelerine kadar işlemiş. Yoksa bu kadar donuk bakışlı insanlar ve evler nasıl bir arada bulunsun?
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta