Sa sa sana canım feda gül gülümseyen yanağım
El el elim kolum sensiz ben benimle garibanım.
Yo yo yok ki senin gibi âlemde hiç hiçbir nesne
Ol ol olma yâri yalınız, gül, bülbül altın kafeste.
Su su susuz büyür de kül küllenmez Kerem ateşle.
Ah ah sende böyle bir yan, iç içe dolan o düşle.
Bu hülyada, meşke daldım ben
Yeryüzünden uzak
Yıldızları, seyretmekteyim.
Her birine isim verip,
Tekrar unuttum ben
Bir garibim İstanbul da
Aman aman ağlarım ben
Uzuncabir taşlı yolda
Zaman zaman ağlarım ben.
Beyoğlunda sazlar çalar
Yolda rastladım yalnızlık denen,
O, huysuz dev’e
Tuttu kolumdan, tanımadı, fırlattı kenara
Ne rezalet, bigünahkâr, cüceler vardı
O, kenarı izbede.
Bir reçete yaz doktor
YAĞMUR KASÎDESİ (GÜLİSTAN)
Yalın ayak başı çıplak, yağar sokakta yağmur
Keder, elemdi ve arşın yayında oktu yağmur.
Ne zaman yağmur yağsa
Yazdan sonra gazel olur
Ne eksen de bahar ile
Umut belki güzel olur
Fakat açmaz kahır ile.
Yıllar olmuş döner zaman
Camımın kenarında bir kelebek ölüsü
Açmış kanatlarını, hoş ölüsü, dirisi
Yatıyor muvaffak ve kahramanca doğrusu
Hafif omuzlarına vurmuş zaman sillesi.
Şaştın mı tırtıl? Kelebek oldun
05.Mayıs.2009 bir çocuk feryat ediyor
Bizden ne istediler, bizden ne istediler
Ah bir bilsem çocuk, ne istediler
Bağırsam sen gibi, ağlayıp
Sizden ne istediler, sizden ne istediler.
Avcı ceylanı gözler, gözler ceylan avcıyı
Koşa koşa atlarlar, çalıdan koşa koşa.
Ölecek bilirler biri; bilirler ölecek.
Bilir ki avcı ceylan ceylan avcı yı bilir! ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!