Ya kaçamamışlardı, esaretten
Yada semadan vazgeçememişlerdi
Belki sadece kalamadıkları içindi sükûnetle
Çığlıklarla, inlerlerdi
Bir umulmazdı yaraları.
Şapkam,
İlk kez işime yaradın
Fakat bulamıyorum seni
Döküntülerim arasında
Şapkam,
Aradıkça daha bir kızıyorum sana
Mehmet’in oğlu
Sende gidersin bir gün
Gamsız, kedersiz
Umut kesilmişlerin yattığı
Kalabalık bir hastane odasında
Belki, yalnız…
Dünyayı bir günlüğüne çocuklara bırakın
Oynasınlar yorulup düşünceye dek, özgürce
Bozsunlar, kırsınlar yerlere çalıp, karışmayın
İşesinler hanlarımıza, saraylarımıza.
Bir tek günlüğüne de olsa dünyadan el çekin
Bu kedi, bende uyku bırakmaz
Yine, sabah karşıma çıktı
Benden, bir şeyler istedi
Sen ki, küçük çingene
Sen, insana muhtaç
Bir başına, yalnız
Saatlerdir susmadı türküleri
Susmadı kirkit tarak
Evde çocuk evde koca
Ellerinde sancı susmadı.
Zeynep
Sarhoşluğu değildir
Gözlerimizin,
Fakat bu bakışta yaşayan
Lâle devrinin bozgunla ezilişmiş
Uçsuz bucaksız, lâlezârıdır.
Gönül bazen, pek kanıyor canım
Bu kadarı da, safça hani
Bir endişe, birde korku
Gözde Çocukça bakış
Bir teselli, şükür,
Benden kötüsü
Bir gemidedir aklım deryalar gezdiririm
Cefa ile kendimi kendimden bezdiririm
Şımarıp taş atar kurdu kendim azdırırım
Gel gül, gel ey dostum, gel al dalım, tut elimi.
Kavga tanımam ki tanıyayım kırdıranı
Nîsandır; îhsan olan gönüllere yağmur
İçinde her dem kütle, sesinde sükûn
Düşen her damla canlıya kayradır
Renkler alır öz niteliğince
Yükseltgenir, hava su olur
Çözen akla kâmil denir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!