Tüm hikâye İskenderiye ile başladı,
Batlamyus, İskender’e yol gösterdi,
Bir şehir kurdular Akdeniz’in kıyısında,
Zihnin ışığını sakladılar parşömenlere,
Bilginin tahtıydı o sokaklarda gezilen yerlerde.
Oradan yayıldı yazarın tutkusu,
Homeros’un dizeleri, kadim destanı,
Troyalı savaşçılar, Odysseus’un özlemi,
Bir yudum tarih oldu dillerde,
İskenderiye’den dalga dalga yayılan ahenkle.
Sonra Roma’nın kudreti sardı dünyayı,
Cicero’nun kalemi döktü adaleti,
Horatius, Ovidius aşkı dizdi mısralara,
Kütüphaneler yandı, küllere döndü raflar,
Ama fikirler kaldı, hiç sönmedi meşaleler.
Ortaçağ’ın soğuk duvarları yükseldi,
İlahi doktrin, kilise koruyucusu oldu,
Ama bir köşede Boethius yazıyordu,
Felsefenin tesellisiyle zindanda,
Karanlık çağın ortasında bir yıldız gibi parlayarak.
Doğu’da ise Bağdat’tı ocağı bilimin,
Beytül Hikme ışıldadı çöl gecelerinde,
El-Farabi’nin kalemi, İbn-i Sina’nın aklı,
Kitaplar konuştu, âlimler dinledi,
Yazı yükseldi ve doğudan batıya köprüler serildi.
Kağıt Çin’den geldi, dünya değişti,
Gutenberg’in matbaası yankılandı Avrupa’da,
Dante’nin İlahi Komedyası, Chaucer’ın hikayesi,
Rönesans’ta her cümle bir ağaç gibi büyüdü,
Bilginin kökleri her toprağa yayıldı.
William Shakespeare sahneye çıktı sonra,
Her kelimesi bir dünya, her tiradı sonsuz,
Aşkı, ihaneti ve insanı yazdı kalemi,
Stratford’dan çıkan ses tüm çağlara yayıldı,
Kitaplar onunla birer tiyatro oldu.
Sonra 19. yüzyıl, bir çağ devrimi,
Dickens’ın Londrası, Victor Hugo’nun Paris’i,
Balzac’ın sokakları, Dostoyevski’nin ruhu,
Her biri insanı ve hayatı anlattı,
Kütüphaneler hikâye denizlerine dönüştü.
Çağın buharlı trenleriyle geldi bilimkurgu,
Verne ve Wells hayal dünyasını yüceltti,
Edebiyat artık sadece geçmişi anlatmadı,
Geleceği gördü ve yıldızlara dokundu,
Kitaplar birer zaman makinesine dönüştü.
20. yüzyılda Hemingway, Kafka’yla buluştu,
Virginia Woolf derinlikleri resmetti,
Görkemli satranç tahtasında Nabokov,
Hikâyeleriyle zamanın üstüne yazdı,
Okuyanın zihninde yankılandı her harf.
Savaşlar yaktı dünyayı ama kitaplar direndi,
Eli Wiesel anlattı bir soykırımın dehşetini,
George Orwell geleceğin gölgesini çizdi,
Fahrenheit 451 kitaplara direnişti,
Her satırda insan ruhu yeniden dirildi.
Sonra postmodern bir serüven başladı,
Borges’ten Eco’ya uzanan bir labirent,
Pynchon’ın karmaşığı, Murakami’nin rüyası,
Her biri yeni kapılar açtı hayal dünyasına,
Kütüphaneler sonsuz koridorlara dönüştü.
Bugün dijital çağda başka bir alem,
Kitaplar elektronik, raflar sanal,
Ama hâlâ yaşıyor o eski bilgelik,
Her satırda geçmişin yankısı,
Ve geleceğe fısıldayan umut dolu cümleler.
Kitaplar insandır, ölümsüz nefes,
Bir medeniyetin aynası, aklın meşalesi,
Her nesilde yeniden doğar,
Kütüphanelerde saklanır insanlığın özü,
Ve bir sonraki okura devredilir bu miras.
İskenderiye’de başlayan bu sonsuz hikâye,
Bugün hâlâ sürüyor sayfa sayfa,
Bilginin ışığı, medeniyetin kaynağı,
Kitaplar, dünyayı aydınlatan yıldızlar,
Ve onları okuyan herkesle sonsuza uzanır.
Emrah Bekci
Okuma Notlarım
Kayıt Tarihi : 21.11.2024 01:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!