Yer ile yeksan bir sevdadan yadigar,
Asırlık gözyaşlarımın kekre tadı dudaklarımda.
Lanetli bir ölüme direniyor yürek her gün doğumunda.
Kimsem yok ardımdan ağıt yakacak, gözyaşları ile toprağımı sulayacak...
Kendi sessizliğinin gürültüsünden müzdarip bir yalnızlık belası.
Hiçbir yüreğe iltica edemeyen bir haymatlos gibi,
Öylesine yalnız, öylesine bir başına
Öylesine tanımsız, işte öylesine yanlış bir ömür...
Neresinden tutsan elinde kalır yüreğim.
Utangaç, acemice şiirler büyütme sakarlığı
Gece vakti dilime dolanan.
Gidilmeyen şehirlerin özlemi gibi,
Söylenmemiş cümlelerin vebali omzumda taşıdığım.
Sanki nefsim yetmemiş nefesimi dillendirmeye,
Sanki kalem ihanet etmiş yüreğe,
Sanki söylenecek sözler borçlanmışım hayata...
İşte öyle bir yarım kalmışlık avuçlarımda terleyen.
Ne söylesem yalana düşer yolu
Ayrılık mahmurluğunda nisan yağmurlarının.
Ve ne söylesem aleyhimde delil olacak hayat muhakemesinde.
Yaralarım ele verecek günahlarımı.
İdam sehpasına önce yüreğimi çıkaracaklar,
Hayallerimi asacaklar dar ağacına son isteğini sormadan.
Bense bir şiir daha yazacağım ayrılığa,
Aklar düşecek saçlarıma kar kılığında.
Ben benden geçeceğim soğuk kış akşamlarında
Yine de sana acılar büyüteceğim yaralı şiirler kılığında.
Kayıt Tarihi : 28.8.2009 22:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!