Bu gece;
Bütün hasretlere, ihanetlere,
Ayrılıklara inat
Dünyayı zapt edeceğiz seninle.
Sev-iş-meyi öğreteceğiz
Unutulmuş kavimlere...
Kardeş olmayacağız hiçbir halkla.
Prangalar eskiteceğiz,
Ahizelere küfredecek,
Yalanlar söyleyeceğiz birlikte.
Umutlar ekeceğiz zehir zemberek gecelere.
Altında kalacağız belki de
Yıkılan şehirlerin.
Küresel ısınmaya inat
Daha da ısıtacağız dünyayı.
Gözlerin, ah gözlerin
Lanetli şehirler gibi...
Adem’in elması misali;
Öyle yasak, öyle çekici.
Gözlerin gibisin sen de...
Sanki asırlık bir sır, bir keder
Gizli gözlerinde
Sabah mahmurluğu edasında.
Şimdi kaç dilde tövbe etsem
Arınırım gözlerinin zehrinden?
Hangi nehir siler
Ellerinin izini tenimden?
Şimdi hangi sınır ayırır yüreğini yüreğimden?
Haczedilmiş ne kadar duygu varsa,
Hesabı sorulmamış ne kadar intikam
Yüreğime gölgesi düştü ıssız gecelerde.
Öylesine hasretim ki
Uzun uzadıya sarılmalara...
Acizliğimdir gülüşün.
Yüzyıllık bir ihanetin utancı avuçlarımda terliyor.
Brütüs'ün hançeri gibi...
Zaman sıfırlandı bakışlarında;
Tarih sebepsiz ölümler düşüyor arşivine.
Düşmanlıklar büyütüyoruz çocuklarımıza
Miras mahiyetinde.
Bütün düşmanlıkları sonlandıracağız bu gece.
Dünyaya inat sev-iş-eceğiz bu gece...
Kayıt Tarihi : 21.11.2010 22:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!