Mevsim kış, köprü altında derme çatma,
Çatısı teneke, duvarları karton barakalardayım.
Kimsesiz, Sensiz ve yorgun..
Yılların eskitemediği yüzüm, yabancı aynada.
Üşüyorum, lakin üşüyen bedenim değil yüreğim,
Yüreğim üşüyor…
Yorgun akşamlarda hüzün düşer payıma
Naçar kalır yürek dilim,
Dilimin ucundadır adın, lakin kelimeler kifayet etmez
Lâl olur kalem
Susar, sessiz çığlıklara karışır içimdeki çocuk
Mevsim kış, günlerden Pazar.
Yağmur sesleri bastırır gecenin sessizliğini,
Şıp şıp şıp…
Ruhum tarumar, sabaha yol alan gecede.
Uyku sensizliğin kolunda kelepçe,
Sense korkularına mahkûm…
Ey yüreğime coşku olan billur nefes
Ya al ekle yüreğimi yüreğine, bahtiyar eyle
Ya at beni cehenneme kor eyle
Ey tınısı dimağımı durduran ses
Ya al kalbimi kalbine ram eyle
Radyoda yine hicaz çalar.
Tanburdan dökülen nağme değil, yüreğimin tınısı.
Sessizliğinden lâl olmuş gönül nağmeleri.
Hicazdan nihavente geçemiyor bir türlü notalar.
Dilsiz yüreğim, belki de sukût-u hayalden ürkek bir kuştur.
Belki de solan bahçedeki güle şakımayı unutan bülbül..
Merhaba sevdiceğim,
Bu sana yüreğimin son senfonisi.
Ya adam gibi al, sensizlikten üşüyen bendeki Sen’i
Gönül hanene bende eyle, yar eyle.
Ya da yüreksizliğine sevda maskesi giydirip salınma orta yerde.
Al artık gönül sazımı eline.
Vur sevgi mızrabını, yüreğim titresin!
Terk eylesin hüzzam yerini nihavente.
Gönül nağmemin güftesi sen, bestesi sen!
İsyan bulutları kapladı her yanımı
Yürek dolusu kızgınlıklarım var bu gece
Bir paçavra gibi kalbim buruşuk
Sessizliğine öfkelenir içimdeki çocuk
Seni benden ayıran her misafire düşmanım bu gece
Yüreğim kor alev, havanın ayazına inat
Ruhum meçhuller sokağında yitik
Senli düşlerim buz tutar, gecenin âmâ vaktinde.
Zihnim girift sorular yumağı yine
Sorular ki kalbimle aklımı cenge tutuşturan sorular
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!