Kim daha demli diye.
Sordum ince belliye
Rengimi boş ver dedi
Sarma beni kendine
Birkaç şeker atsan da
Ben sözümü tuttum sahile geldim
Her zamanki kuytu yerimizdeyim
Biliyorum evlendin arkadaşımla
Birlikte gelin de hesap vereyim.
Vereyim hesabını dosta güvenin
Bir yağmur yağar İstanbul’da
Bir de benim içimde
Hiç dinmeyen
Meğer sadece yağmurmuş
Ağlarken gözyaşlarını
Katıklı olsun sevdan
Kat ona sıcak bakışlarını
Ellerin tutunca ellerimden
Ateşi yaksın yanaklarımı
Ne geliyorsa aklına güzelliklerden
Çarkında beşik diye
Beni sallayan Felek
Masallarla uyutup
Beni kandıran Felek
Kaderimi yazıp da
Aktarmadım iyi ki
Yorgun kiremitleri
Küçük aralıklardan
Seyrederim geceyi
Bir yıldız konar bazen
Biri kırık dörtlerin
Birinde hep umut var
Biri dünden hatıra
Biri yarına koşar
On birimi unuttum
Zinciri yüreğime vuran sevdaya
Elimi uzattım al götür beni
Gözleri konuştu elleri sustu
Belli ki o beni çoktan unuttu
kahkahalar atarken ağlayanları gördüm
yapayalnız yollarda hıçkırıkları duydum
herkesin bir eksiği bir ezikliği kalmış
kalmış da unutmamış, unutmamış da yanmış
isyan edip kadere yaradana yalvarmış
duymasın diye kimse köşesinde ağlamış.
amanı yemiştik peynir ekmeksiz
Kuru mısralar vardı dudaklarımızda
Aklımızda bilmediğimiz renkler
Başka türlü uyunmuyordu ki yollarda
Tadına hasret yandığım ekmek




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!