Bir zamanlar sırtımı kendim kaşırdım.
Ey Can şimdi kime minnet edersin..
Kayboldum yolda, yönümü şaşırdım,
Beyhude yere çok gayret edersin..
Sesim titrek, duygular kırık ve mahzun,
Şefkât merhemini yüreğime sür dostum.
Sen gidince gönlümü sarar bir hüzün,
Gölgem arkandan sessizce yürür dostum,
Gittiğin yere beni de götür dostum..
Yarınlar ne gösterir bilemem,
İpe gül dizer inci düşlerim..
Yansıtır mı bilmem yüreğimi,
Benim ince ince gülüşlerim..
Benim acı acı gülüşlerim..
İçimden geldi iki satır yazayım,
Yine kelimeleri inci gibi dizeyim,
Ve göndereyim dedim sana dostum.
Bil ki; dualarımla her an seninleyim.
Sabahın hayrı üzerine
Çıkmaz sokakları bol olan deryada,
Çırpınırken batan ben mişim meğer..
Baktığım her yıldız başka hülyada,
Derde sorun katan ben mişim meğer.
Cevabı olmayan soruda kaldım,
Derdine yanıp da yalan dünyadan,
Bıkan sen isen bıktıran ben miyim ?
Mecnun değilsin ki desem Leylâ'dan,
Çeken sen isen çektiren ben miyim ?
Ne demeli ki düşmanın kastına,
Akşam üstü güneşe yolculuk var da,
Karanlıkta geri kalan ben miyim ?
Yolunu kaybedenler kalır darda,
Hakikat sensin de yalan ben miyim ?
Doktorlar merhem olmaz ki yarana,
Öyle mesut ve mutluyum ki,
Ben sana kızım diyeli..
Öyle huzurla doluyum ki,
Ben sana kızım diyeli..
Bin derdim vardı bir oldu,
Gül koklamak! ahirette mi ?
Mutlu olmak! kıyamette mi ?
Vuslat acep nedamette mi ?
Hüznün uçup gitsin sînenden..
Ben senden dertli, sen de benden.
Biliyor musun Kızım,
Bugün benim doğum günüm.
Ama...
Sana sarıldığım her an,
Bana sarıldığın zaman,
Ben yeniden doğuyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!