Kent Kutusuna Vole Şiiri - İsrafil Yıldı ...

İsrafil Yıldızkan
36

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kent Kutusuna Vole

Ne umutlar ile gelmişti
Ne hayeller kurmuştu
Dillere destan güzellikler,
Taşı toprağı altın,
Daha neler, neler duymuştu
Buradaki yaşama dair.
Son parasını da gazeteye vermişti.
Bir sürü ilan okudu,
Yine bir iş bulamamıştı.
Yavaş yavaş tenhalaşan park,
Gözlerinde bir ağırlık
Uzanıverdi yeşil boyalı bankın üzerine.
İşe yaramayan günlük gazetesi yorgan,
Eskimiş, delik ayakkabıları yastık,
Ayaz yedi sabaha kadar.
Çiy düştü üzerine,
Tatlı düşler görmüş olsa da,
İliklerine işledi gecenin ayazı.
Soğuktan uykusu da kaçmıştı artık.
Şafağı düşledi, güneşi
Birazdan doğar, ana sıcaklığıyla,
Isıtır diye iç geçirdi, kalktı
Bir iki volta iyi gelirdi
Her yanı tutulmuş, zincire vurulmuştu sanki.
Şehir uykuya dalmış,
Bir o kalmıştı ortalıkta
Sokaklara yöneldi.
Hiç böyle görmemişti
Sessiz sokaklarda yalnızlığını.
Ve uyuşuk bir voltanın başlangıcı
Sessiz sokaklarda, eller delik cepte,
Baş önde, saçlar darmadağın, yorgun.
Nereye yürüdüğünü bilmeden
Şuursuzca bir volta işte.
Bir vole atar
Caddeye fırlatılmış boş metal içecek kutusuna.
Hoş bir tıngırtı başlar
Sessiz sokaklar arasında.
Tıngırtılar alıp götürür benliğini,
Taa memlekete.
Yaylalar, sürüsü, kara koyun,
Keçisine taktığı çıngırağı anımsatır.
İçi ısınır...
Isındıkça bir vole daha.
Tıngırdadıkça bir daha.
Kaç vole attı farkında bile değil,
Ta ki izinsiz dışarı fırlamış
Ayak parmağındaki sızıyı duyumsayıp
Ve balkonlardan birinden
Okkalı bir küfür yiyene kadar..

İsrafil Yıldızkan
Kayıt Tarihi : 29.12.2003 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Ziya Çamur
    Ali Ziya Çamur

    Gurbetin Zulasında

    Sığsa da bir gara koskoca bir memleket
    Gölgesi düşer mi okyanuslara?
    İzlerin teknesinde çürürken yüz metre
    Yatırır kaygılarını dibi küflü bir şişeye.

    Farklı gelgitlerin omuz silkişinde
    Üfler yoğurdunu mumların gölgesinde
    Ölünse de bir kavganın poşetli köşesinde
    Demlenir boş bedenlerde bıçak sırtı giysiler.

    Eritirken rüzgârı mermer köşe taşları
    Sulanır anılarda emanet gözyaşları,
    Navlunsuz bir dolmuşun farlarında kamaşır
    Ussuz bilinçaltının stepnesiz gözleri.

    Cevap Yaz
  • Alptekin Biber
    Alptekin Biber

    Öylesine yürekten akış ki sevgili hemşehrim; inan o tenekeye o tekmeyi ben vurdum. Düşünürüm de varlığından uzaklaştıran hiçbirşey mutlu etmezken insanı, varlık sürdürmek için olunuyor şehrin mahkumu... Yüreğine sağlık... Alptekin Biber

    Cevap Yaz
  • Çiğdem Bir Genç
    Çiğdem Bir Genç

    özlemlerin şiirle dile gelmiş dost.tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Dila Berk Berkiten
    Dila Berk Berkiten

    Sessiz sokaklar arasında.
    Tıngırtılar alıp götürür benliğini,
    Taa memlekete.
    Yaylalar, sürüsü, kara koyun,
    Keçisine taktığı çıngırağı anımsatır.
    İçi ısınır... ..........

    gurbeti,özlemi ne güzel anlatmış

    Cevap Yaz
  • Yaşar Püllü
    Yaşar Püllü

    Abi bana bir şiirimi hatırlattı: Umut sannedip fabrıka düdüklerini.......... bıraktın yaylaların delikanlı bağrını, şehirlere geldin........... lokavt nedir bilmiyordun şimdi öğrendin. Utangaç kızlarını , köyünde çobanını özledin biliyorum... sitemkar bir selam gibi dokunuyor sana çam ormanları biliyorum..... diye devam ediyordu.... İsrafil abi sen yaz biz okuruz. Her zaman genç kal. saygıyla yaşar püllü

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

İsrafil Yıldızkan