Kendine susamış bir ırmaktı belki de
durgun vadilerden süzülerek akan
öte yanda sessiz bir çöl/ben vahası!
Birden bütün giysilerini soyunmuş
bir ilkyaz göğü, bulut ve yağmur!
Gözyaşları bile yoktu yorgun ve uykusuz
yeni bir intihar denemesinde yanılmış
çıplak bir ilkyaz göğünde kaldı gözlerim
bir kedi küçücük ve bir ciğeri vuruyor
yerden yere: Ah, bu kötü bir aşk, biliyorum.
Bilinmeyen biriyim oysa adım halkın arasında
geceboyu çalan bir telefon zilinde kulağım
eskimiş bir düşü göremem ki, artık yaşlıyım
kendine dönük yüzüm yorulmuştur ve aşk
yok! Hayır, bir ilkyaz göğü o yağmur sonrası.
Aylar var ki, kendine küskün ve yalnızdır:
Sıcak bir tene dokunamamıştır elleri
uzamış sakallarında ak telleri yokluyor
yalancı pezevenklerin dünyası değil mi bu?
Ben yokum, ben yokum, söylüyorum işte...
Ağzı kapalı bir kuyu ve uçurumdu kendisi
bense çocuk elleriyle çizilmiş bir dağ resmi
ve kendine doğru akan bir ırmaktı denizsiz
göl kıyısında intiharı deneyen iki yolcu
bu da geçer, bu da yalan ey ilkyaz göğü!
Kayıt Tarihi : 24.6.2001 15:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dal şafaklara
Dökme içini,
Aklın odağı
Kiraz dalı mı?
Her biri uçarı,
Kimi destursuz,
Dolaşık ipliğin
Düğüm noktası...
Her biri duraksız,
Asi
Bir taksi.
Sanma
Hep
Acı dokunur
Yaşamın ıstarında.
Süzgece dönen
Arzular,
Olmasın
Hüzne tutsak.
Bak,
Dağların omzunda
Yaşam çiçekleniyor,
Gümüşî bir atlasın
Simli sırmalarında
Şavkıyor,
Gönlümüzün Gözelerine
Durağını kurma
Dar köşelere,
Alanlara yığ
Engin düşleri.
Pişman olma
Karşılıksız
Dönse de sevmelerin,
Tırman yeni baştan
Sevgi doruklarına.
Dene dene dene,
Sev sev sev,
Yılma!
Geçir sevdiklerini
İyeliğine,
Aman,
Talan ettirme
Sakın
Gönül mülkünü,
Sök
Sevgi haramilerinin
Küflü mührünü.
Hep
Göz yaşı değil
Alın teri
Dök,
Hep
En güzel günlere
Sakla
Sen seni,
Kucaklayıver
Evreni.
Ali Ziya Çamur
TÜM YORUMLAR (1)