Kendimleyim Ve Kendimce Şeyler Yazıyorum 7

Bestami Tatar
906

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kendimleyim Ve Kendimce Şeyler Yazıyorum 7

Ben:
sen
sen
sen
daha kaç defa yazacagım
sen sen işte sen
sana diyorum duymuyormusun
hey güzel kız,
hişt piştt
şey afedersiniz birşey soracagım da
O:
buyrun dinliyorum;
Ben:
şey ben..
O:
evet..
Ben:
burdan kavaklıdereye nasıl gidebilirim acaba biliyormusunuz.
O:
ilerdeki durakta bekleyin, 185 gelince binin, kuguluparkta gelince inin. orası kavaklıdere.
Ben:
hım şimdi yukarı duraga mi gideyim yani. hım tamam o zaman sagolun.
O;
? ?
o birşey söylemeden gider.
bende işaret ettigi yere varır otobüsün gelmesini bekleriim
20 dakika sonra otobüs dolu bir şekilde önümde duruverir.
zaten bir sürü kişi de sırada bekliyordur. nasıl alacak ki bunca kişiyi diye kaygılanırım.
şoför otobüsün kapısını açar sıradakiler ellerindeki bileti basarak birbir içeri girerler.
tam bana sıra gelmeye iki kişi kalmısken şoför kapıyı kapatır.
zira otobüs dolmus herkes sıkış mıkış olmustur.
şoföre aynadan parmagımdaki bir işaretini gösteririm. tekrar kapıyı acar.
derim ki şoför bey acil işim var lütfen beni alın, sonraki otobüs en erken 15 dk ya burda olur. yetişemem.
şoför anlayışlı çıkar alır beni de. kapının önüne yapışıveririm. ne ileri gidebiliyorum ne geri. kımıldamadan duruyorum popom otobüsün camına yapısır vaziyette.
ben öyle durumlara gelememime. hemen içime bir fenalık çöker. nefes alamaz gibi olurum.
sagolsun şoför klimayı açtı da havalandı içerisi.
gidiyoruz..
nere gittigimi görmeden.
önümde arkamda yanlarımda hep kapatılmış. kimisinin omzu degiyor kimsiin kafası beli.
dışarıyı gören tek yerim popom o da cama sıkışmış onu bile göremiyorum yani anlayın o denli kalabalıgız.
neyse...
inecegim yere geldim mi geçtim mi bilemedigim için beni bir telaş aldı ki sormayın.
şimdi burda insem kalan yolu yürüsem, yürüyecegim yürümesinede ileri mi gidecegim geri mi dönecegim bilmiyorum.
neyse aman deyip basıyorum butona. kırmızı inecek yazısının yandıgını görüyorum.
ve biraz gittikten sonra iniyorum. popom camda durmaktan sucuk gibi olmuş. ankaranın sogugunda bir güzel serinletiyorum.
etrafıma süzdükten sonra elimi çaktırmadan kalçama yapışmış pantolonuma götürüyor kaldırıyorum.
hava girmeyen köşe dip kalmasın diye bir güzel havalandırıyorum :)
cebimdeki adres kagıdını çıkarıp bir büfenin yanına yaklasıyorum.
büfeci beni müşteri zannettiginden camı acıp kibarca buyrun efendim hoşgeldiniz diyerek karsılıyor.
bu kadar güzel karsılandıktan bu adamı bu kadar beklentiye soktuktan sonra ben bu adama nasıl diyeyim:
şey ben bişey istemiyorum adres soracaktım sadece diye. amann diyemem ben, utanırım.
ya adam kagıdı alıp da yırtarsa, ya daha kötüsü o kagıdı alıp benim bir yerlerime.. neyse terbiyesiz seyler gettirmeyim şimdi aklıma.
bi gazete bir de su alıp parasını ödedikten sonra büfeciye şey şu adresi de bana tarif edermisiniz dedim.
şoför önce kagıda sonra yola sonra tekrar kagıda en sonunda da bana bakıp:
şimdi siz fazla gelmissiniz. burdan aşagıya dogru inin, ışıkları göreceksiniz ordan sola kırın. saglı sollu bir cadde daha çıkacak. orda tekrar sorun diyerekten beni yolladı.
aşagıya dogru yürümeye basladım. yürüken de unutmayayım diye ışıklar, sol, sonra sag sol diye mırıldanıyordum.
ışıkları gördüm..sol elim yazı yazdıgım el di. yazı yazdıgım elimin yönündeki caddeye girdim (sagımı solumu karıstırırm bazen :) nadirdir)
güzel bir caddeydi. dükkanlar cafeler falan. ara cadde olmasına ragmen işlekti.
50 metre mi gittim 100 mü şimdi bilemiyorum. fazla yorulmadım yani :) saglı sollu uzanan caddeyi buldum.
orda da bir büfeci vardı. ama bu kez ona sormadım.
biletciyi gördüm ama bi de bilet mi lacagım yaaa.. ama öyle deme best ya çıkarsa düşünsene çıktıgını köşk apartmanının karsısındaki evi anında o gün tutarsın)
tam elimi cebime koyup sayısını ve miktarını bilmedigim bozukluklarımı çıkarıyordum ki.
bu kez yine kendi kendime ulan best.. ne çıkması oglum. senin şansın mı var. söylesene bu zamana kadar sana çıkan en büyük piyango amorti. siktir et am.. ko.. dedim.
en iyisi berbere sormak. zaten yeni tıras olmusum bişeycik olmaz.
berbere sordum bir güzel gösterdi.
meger gelmişim karsımdaki pasaj gibi duran şey benim aradıgım iş merkeziymiş.
boşuna bu kadar şey düşündüm diye hayıfladım kendimi. (elime yazık bu kadar şeyi boşuna yazdık)
pasaja pardon iş merkezine girdim. bi de güvenlik mi kapıcı mı ne oldugun anlamadıgım bir adam koymuslar girişe.
bana nere geldiniz diye soruyor. ben bilimiyor muyum canım nere geldigimi.
bulamayacak kadar geri zekalımıyım allah allah yahu.
bi tatsızlık çıkmasın diye(şimdi bişe derim o cvb verir ben onun verdigi cevaba bozulur baska bi cvb veririm bu böyle cevaplasa cevaplasa verip verişre tire devam eder) görevliye gidecegim yeri söyledim. 5 kat 19 numara çıkıyorsun dedi.
tamam deyip asansöre bindim.
asansörün aynasında kendime baktım saçımı düzelttim. mermuarımı kontrol ettim :)
5 kat 19 numaranın önündeyim şimdi
hadi sonra görüşürüz benim biraz işim var.
hoşcakalın

hayal üretim merkezi yazdı

Bestami Tatar
Kayıt Tarihi : 28.2.2010 04:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bestami Tatar