Dağları aşıp sana geldim
Elimde bir demet papatya
Dilimde ismin
Yerinden fırlayacak kalbim
Dayandım kapına
Bilemezdim
Yerküre susmuş
Sessizlik hakim
Olabildiğince
Kan damlıyor içime
Can bulma çabası
Nafile
İçimde kopan kasırgaları
Denizlere salsam
Balıklar boğulurdu
Efkarımdan
Gözlerimin önünde astılar
Düşlerimi
Kara urganla
Çocuksu masumluğunda boğuldu
Hayallerim
Sancılı var oluşu karanlığın
Gün boyu ellerde koliler gördüm
Anladım ki şehr-i ramazan gelmiş
Sosyal devletimin tuğlasın ördüm
Anladım ki şehri ramazan gelmiş
Araştırdım durdum bu mudur vermek
Bir ufak çocuk içi duygu dolu
Seviyor kara önlüklü Ayşegül'ünü
Yok işte Ayşegül gitti
Devam ediyor hayat
Yıllar geçtikçe Ayşeler Fatmalar Leylalar
Gelip gider olmuşlar
Yüreğimden yedim aşk kurşununu
Boşuna merhemi çalma yarama
Hiçe saydım doğanın kanununu
Ben giderim sen ardımdan ağlama
Aşk yarası dikiş tutmaz bilesin
Çileli yolların öğretmenleriyiz
Amaç her an biraz daha ileri
Yollar yollar yollar
Yolar ki bitmek tükenmek bilmeyen
Yolarki ayakların altında inim inim inleyen
Yollar ki dikensiz gül bitmeyen
bir tutam karanlıktı aklımda kalan
gözlerim kapanırken
ısıtırken bakışları yüreğimi
ıslak ve nemliydi gözyaşları
delirmek işten bile değildi
Dalgalandı aşk rüzgarı
Ağu bade içmiş gibi
Görünce köylü kızları
Kendimizden geçmiş gibi
Sürmeler çekmiş gözüne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!