Gecelerim hep hicran ayrılık keder yüklü
Bilinmez nerede battı yıldızımız
Sahilde mi parkta mı kaybettim
Anladım ayrılık bizim yazımız
Lanet et de kaderine gel bana
İskelet yığınına dönen
Hilkat garibeleri
Çağın sancılarını çekerken
İnsanlık alemi
Bir vahşete hamile
Kara zülüfleri düşmüş yüzüne
Karşımda salın dur ey yörük kızı
Siyah kirpik sürme olmuş gözüne
Karşımda salın dur ey yörük kızı
Parmaklarda yüzükleri sıralı
Seslendim yüreğime nerdesin bulsun diye
Sen arının yaptığı tatlı baldasın yarim
Neden hep sitemkarsın bu garip sevgiliye
Ben burada perişan sen ne haldesin yarim
Ben aşkın badesini senin elinden içtim
Oy kara gözlüm
Kısrak yelesi saçların
Gitmez gözlerimin önünden
Emzirmeni seyrederim benliğimi
Alev salar içime dudakların
Yandıkça yanarım
Saplandı gönlüme yarin hançeri
Can kattı canıma başkent seferi
Sorarsan Ziya’yı aşkın neferi
Çekip çıkarmaya gücün yeter mi?
Her gece çileyi okurum özden
Can kırık perişan buna ne çare
Onmadı sineme açtığın yare
Sözcükler kilitli dil pare pare
Kemale ermeden gitti bir ömür
Umut azığını kattım aşıma
Yaşamın kovduğu gündedir çile
Bülbülün sitemi yalnızca güle
Sen Leyla misali düşsende dile
Ardından bir daha bakmayacağım.
Yine gökyüzünü bulut kapladı
Duruşu perişan hali perişan
Çekip gam okunu kalbe sapladı
Çiçeği perişan dalı perişan
Bilmez kimse gönlündeki yarayı
Bu vatan uğruna binlerce kurban
Verdik bayram edin şimdi arsızca
Her mesele bitti tek dertse türban
Çözdük bayram edin şimdi arsızca
Birikmiş sorunlar gör öbek öbek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!