bu uyku tutmaz,
kör gözlü gecelerde,
sola dön olmaz,
sağa dön tutulamayan kederlerle,
hep hisseden,
hep anlayan,
gözyaşlarımı bırakıyorum ortamlarıma
sık sık, yaşlanarak uyanıyorum,
bu dönem dönem değil,
dönem boyu sürüyor...
çok dakik ağrılar,
ihtimal şu ki
sen şu an bir işle meşgulsun,
ve uğraşırken o işle
beni düşünüyor musun,
ben se
sen gitmeden
mavi saçlı kız,
titreyen gözlerinde,
aşkı gördüm.
çok kızıyordun O'na,
_ve kıskanıyordun içten içe,
ama ben seni,
önceleri birdik
benim ismimden sonra
senin ki
senin isminden sonra
benim ki gelirdi
dost konuşmalarında
en son kendi acımı işittim,
şimdi intikam vakti diyor,
hep ihmal ettiğim kerbela acım,
acımadı ki diyordum ya hep
acıdı işte, bu sefer
öbür sesler,
anlamak, anladığınızı istemek,
bile bile gitmek,
tozlu istanbul sokaklarında,
kafada kaybettikleriniz,
cebinizde kazandıklarınızla,
bir adım sonra bir adım daha,
belki birisi de küstürülmüş,
sonrası benim gibi herkese küsmüş.
yaralanmış, topuklarından akmış kanları,
topuklarını sarmış, daha yaranın kabukları düşmeden,
yeniden, yine den, daha da derinden yaralanmış.
o kendinden geçiş anlarında,
kaybettiğiniz insanlığınız değil...
size yerleşen duyguyozlaşlık,
acıtıyor içimi.
iyi bilinen ama saklanan,
... bu yozlaşmış evren insanoğluna özgü bir yer mi?
yoksa şeytanın türemesinden önceki cennet mi....




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!