Alevden bir şamdan gibi
devrilirken gözlerimde,
bir çınarın gölgesi
alıp başını gider, peymâne,
düşlerimiz
ne tuhaf bu dünya , bak nasılda ehil zaman
sessizlikten başka kimse dinlemiyor bizi
bindiğimiz sandalın bir adı yok
Uzun uzun bakıyorum yollara
Yıldızlı bir gece
Özlemle örtülü bir gece
Saatin ve yelkovanın
Her şeyin farkındayım
Yanıltmaktan yorulmayan
Sorular soruyorum kendime
İnsanı nasıl da deli olmaya itiyor
İnsanın kendiyle savaşı
Hakkını verecek kadarda
Ne zaman düşünsem seni hep böyle
ıslak bir hayale
açılıyor pencerelerim
bir gürültü , bir ansızın uyanış
büyütüyor gölgesini mısraların
içinde ya sen varsın
Değişir yönü yolların bir gün
Gün hızlanmıştır bile
Seslendi mi o, beyaza kazınır dağ havası
Çatırdayıvermesiyle yağmurun
Bulutların akıvermesiyle
Bu anıyı birçok kez
yaşadım ben
Sırladım kendimi begonyalarla,
eğri büğrü bir sapakta,
pustan bir sağanak kuşatıyor şehri
yorganım hala sıcak
mendilini unutmuşsun koynumda
bilmem kimin eli değmiş
Aslında pusulasızdır
yürüdüğümüz yollar
hep yanılırız , çıkmaz olduğuna sokakların
hep böyle akşamüstleri
bir aykırı ağırlık taşır içinde insan
yırtık bir afiştir artık
Hep ayık bir düş kırıklığına yelken açan
rüzgarım
nikotinli ellerimle kaybettiğim bir ömür yoksunluğu işte bu
Donmuş bir toprağın yatağındayım
suskunluk kadar kıyıya uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!