pustan bir sağanak kuşatıyor şehri
yorganım hala sıcak
mendilini unutmuşsun koynumda
bilmem kimin eli değmiş
Sürüklenip gidiyorum
Döne döne yollarda bu akşam
Ruhumbir başka baharı bekliyor oysa
Yolları daralıyor
Dumanlar arasından ömrümün
Aslında pusulasızdır
yürüdüğümüz yollar
hep yanılırız , çıkmaz olduğuna sokakların
hep böyle akşamüstleri
bir aykırı ağırlık taşır içinde insan
yırtık bir afiştir artık
Hep ayık bir düş kırıklığına yelken açan
rüzgarım
nikotinli ellerimle kaybettiğim bir ömür yoksunluğu işte bu
Donmuş bir toprağın yatağındayım
suskunluk kadar kıyıya uzak
Yürüyüp gideceğin dünyada
Tek başınasın artık
Boşunadır o isyan, o yakarış
Sönen yıldızların avuçlarında
Peşini bırakmayan O yankı ,
ellerimde solgun bir gül
ve ateş böcekleri
gibi uçtu gitti bütün ayrılıklar
gözlerim sırdaştır
ümmi geceye
İçkin bir vesvese
sanki bugün ruhum
yarın göğün yüzünden
daha yaşlıyım
gölgemde
Saatin sarkacına aldırmadan iniyor akşam,
dilimin labirentlerinden geçmiyor hiçbir sözcük.
Bahçemde yediveren,
içinde alev alev susuzluğum,
dilimde hep aynı yalnızlığın yankısı var.
Saatler ağır ilerliyor bugün , bir yaranın kabuk
bağlamayışındaki o umarsız acı
nasılsa öyleyim
Elsiz ayaksız , kirpiksiz ve susuz
titrek harflerle yağmalanan mısralar uzatıyor günü
Zaman ektiğini biçiyor
Ağaçların doruğunu görmüyor kimse
Her şey susmuş , her şey renksiz ve karanlık
Boşluğa gebe kalmış tüm saatler
Durgun o nehirlerde
Olgunlaşmamış hala hiçbir düşünce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!