kendini
resim zanneden bir tuvalin ömrü
ne kadardır
koza konuşan
güneş susan bir kelebek çalımıyla…
Korkak sığınakların falcısı
Sen şimdi hangi yaranın iyotundasın
Sen şimdi hangi ölümlerin tabut kıran kederindesin
Yalancı öpüşlerin masum kumarbazı
bir çiy tanesinde yıkandım bu sabah
eşkıya bakışı sol elim…
nice şiirler yangını sağ elim…
nice aşklar mağlubu dudaklarım…
yolculuklar delisi ah o üzgün kalbim…
tenin hüzün kavruğu/ gözlerin hazan yanığı
hangi asya’dan düşüp
hangi afrika’da vuruldun
ki…
..bu kadar suskunsun çığlık çığlığa
ve uykusuz
sokakların ölüsüyüm artık
bu şehrin delisi
gözlerinden kaça kaça
sığınacak yer kalmadı buralarda
gömüyorum artık seni
hüzzam bir cinayetin kanlı notalarına
tankların ezdiği gri-siyah köprülerin
kuşatılamayan gözlerinde buldum seni
tütün kusan akşamların hüzünlü fırçasında…
buldum da sonsuzluğuna sığındım
kenar mahalleli yüreğim kırmızı dudakların için çarpar
bilmez misin
Donuk renkli bir gemiyim
Yaşlanmış korsanlar barındırıyorum içimde
İçimde savaşların kalleş benizli kadınları
Oysa yüreğimdeki örümceğin kollarına tutunuyor rüzgar denen güç
Belki de bilinmeyen bir çığlığım şairlerin elinde
Zincirlerimi kırmak yerine çoğaltıyorum
aşağıda
asfalttan hızla akıp giden
şehirlerarası otobüslerin
yalnızlığına ekleniyorum
yine de ateş dağıyla öpüşmemi
engelleyemiyor hiç kimse
imkansız bir çiçektim
kendi köküne küskün
dalına dargın
ayaz yedim/ göç içtim
geceleyin geçerken puslu şehrini
sessizce
soluğuma devrilen
bu tetikçi kentin
gözleri gibiydi gözlerin
her dosyaya işlenen
her ayrılığa fişlenen
yırtıcı bir kuş kimliğiyken üstelik ayak izlerim
Seçkin Tanyıldız kimlik geçmeyen bir koy arıyorum
kimliğimi kaybetmeyi düşlediğim bir koyak
Tebrik ediyorum.Bu ne vurucu dizeler.Bir çoğunun hayalini dile getiren dizeler.İyiki varsın ' ŞAİR ' im ve iyiki var ' ŞİİR ' lerin...