Sanılanın aksine
tüm sürprizlerine hayatımın
hazır değilmişim
şimdilik yapabildiğim bunu
itiraf edebilme onuru imiş
Ne tuhaf değil mi?
birlikte geçeceğimiz bu hayat yolunda
bir işçiydim geceleri
elimde ucu bembeyaz bir fırça,
terk etmeyesin diye şeridimi
birleştirdim
tüm kesikli çizgileri...
Önüm arkam, sağım solum sobe
değil artık
ne olur çık gel olduğu kadar
Hoşça kal bakışlarını bıraktıktan sonra bir kenara
nazının, sevecenliğinin
insanlığının kollarından tut
Yokluğunda kalbim kararıyor
Senin insanların bana artık daha yakınlar
Senin doğruların, senin sevdiklerin
Her biri
Sevmediklerinle beraber
Bilirsin ki aklımda kalırlar
Saymıyorum artık geçen günleri
bu dört duvar arasında
unuttum sürgünlüğü,insanlığı
eğriyi doğruyu artık bulamam ki
neden buradayım
nerede doğdum
Bir önceki geçişim sondu
bu sondan bir önceki
yorulmayı unuttu dizlerim
sokaklar mezarlık misali
Yağmurun bittiği çizgi boyunda
Söylediğin kötü sözlerin
hepsini unuttum
uzaklıkları arşınlıyorum şimdi
sana ulaşabilmek ve
sonunda tadacağım mutluluk ümidi
tüm vücudumda hükümdar şimdi
Silaha kalsa,
sahibine okkalı tokatlar atar
bu yüzden insan,
başına geleceği bilir
ve omzuyla
silahın dipçiğini tutar…
Bu dertlerin hepsi birer misafir
kapıda karşılayacaksın gülerek
soracaksın halini hatırını ondan önce
aç ise, doyuracaksın karnını
en güzel terlikleri çıkarıp koyacaksın önüne
öyle hürmette bulunacaksın ki
Bir gün işsiz kalırsam eğer
simit satacağım
tanesi 30 kuruştan
tanesinden 10 kuruş kazanır
günde 7 saat yürürüm
toplam 200 simit satsam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!