Seninle geçtiğimiz
bu nergis kokuşlu yollar
keskin aşk dönemeçlerimin
çıkmayan sonu gibi
Dokuz ay koştum peşinde yılmadan
Bak önümde Akdeniz sırtımda Bey Dağı
buğusunda ciğerlerimin bayram ettiği
taze ekmeğin yanında, kırmızı kaçak çayı
yudumluyorum
Üstüm başım çirkin ve rahat
üstümde bıldırcınlar
Konu sen olunca
kalbim
şaşılacak kadar direşkendi
eski dostlar,eski sevgili
diğerleri
senin coşkunluğunda ancak
Birazdan köylüler kalkar seraya girer
sabah namazını takip eden zamanda
toprak ve ürün kokusu karışınca havaya
yapılan ibadetler o anda
yeryüzünde karşılık bulurlar
Akdeniz’de tuzla yenen ekşi eriklerin tadına
Sonunda,
yeteri kadar kızdı çocuklar
koca koca büyüklere
bir araya gelip
insanca anlaştılar büyüklere inat
bu bayramda hiçbiri el öpmeyecekti
Bildiğim herkesin ortalamasını aldım ben
tüm güvercinler muhbirimdi benim
tepeden tırnağa tanırım insanları
adamın ben ciğerini bilirim
tüm çiçeklerin kokusu muhbirimdi benim
Ben seni severken hiç zorlanmadım
gözlerim görüverdi güzelliğini
hiçbir kadın senin kadar güzel değildi
hiçbir çocuk senin gibi gülemezdi
sanki hiç kimse
benim gibi seni sevemezdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!