Ayrılığa çanak tuttuk, ayrıldık adam gibi
birbirimize küsmeden, kızmadan
çünkü sevdik adam gibi
kaç kere kırdık bu çanağı
ve kaç kere onardık kim bilir
şimdi çanak sağlam gibi
Kızınca nasıl küfrettiğini bilmiyorum
ya da uyanınca neye benzediğini
olası varlığımın sana
nasıl bir yük getireceğini
bilmiyorum
hayal ise tüm yaşamak istediklerim
Ben kendi derdimde değilim
içimdeki çocuklar
senin analığında büyür
biri öpüşünü arar
bir diğeri gülüşünü bekler
kimisi de öyle alışmış ki sesine
Memleketim
ve sen
sığ akarsularda birer helikopter böceğiydik
bazen aynı çiçeğe dokunan
bize yetişen gözlerde olamazdı hayata darılan
fakir soframızda yağına abanarak zeytinin
Oysaki
akide şekerlerinde yoktu tadın
helvada, balda, bademde yoktu
ziller çalarken karnımda,
yediğim en lezzetli, en pahalı yemeklerde bile
halbuki
Korkular büyütüyorum içimde gideceğine dair
sıkıntılar besliyorum
hüzünler kokluyorum
nice umutlarımın katili oluyorum
sonra da teslim olup
cezamı çekmeye başlıyorum.
Ne zaman seni özlesem
gözlerimi yumuyorum sımsıkı
sanki göz kapaklarımın içindesin artık
ısıtmışsın gözlerimin bebeklerini
bekliyorsunuz..
Bebeklerden öğreniyorsun
Dağınık titremeler bizi korkutmaz
koşarken düşmeye uzağız artık
bak, ayaklarımız büyüdü
ve tenhalaştı her yanımız
kime çarpacaksın ki
kiminle yarışacaksın artık
Köydeki çiftçiler
çalışıyor
çalışıyor
Her birinde
yükseklerde olmayan gözler
öyle mütevazi, öyle candan
Yol kenarındaki tabelalar gibi
iki gönüldük birlikte
aşan nice zorluğu, belayı
el ele
Sensiz ise sürekli bir inişti yaşanan,
bulunduğum doruklardan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!