Her sabah yıldızlar kaybolduğunda
O doğardı
Sanayi sokaklarına.
Dudaklarında hafiften, korkulu bir türkü
Elinde ya simit, ya sefer tası olurdu.
Sen bensizliğin çaresiz sessizliğindesin
Ben sensizliğin dinmek bilmez feryadında
Çok acı geçecek ömrüm çok!
Umarım bana en tez zamanda dönersin.
Hiç düşünmezdim birgün sensiz kalacağım
Dünyaya çıplak geldik,
Yine çıplak gideceğiz.
Hep boş yere didindik
Asla giyinemeyeceğiz.
İstanbul kokuyor tıpkı sevdalarım gibi her yanın
Martı kanatlarından yağan yağmurlarla ıslı saçların
Dalga dalga akmış gözlerine rengi o serin suların
İstanbul kokuyorsun, en güzelidir o tüm kokuların.
Eksiği vardır 'İstanbul 7 tepedir' diye savunanların
Dur! fazla ileriye gitme
İyice düşün diyeceklerini
Küçümseyip karşındakini
Başıboş bırakma sözlerini
Bilirsin küçücük bir tebeşir
Bir bakıyorum, kızmış küplere binmişsin
her gören zır deli sanır kesinlikle seni.
Aslına bakarsan haksız da değiller hani;
Çünkü sevdiğini deliler gibi sevmişsin.
Sevmişsin sevmesine de niye bunca öfke
BANA ŞİİR YAZ DİYEN KADIN
“Bana şiir yaz”
diyen kadın (?)
Sana şiir yazamam.
Yolcusu olur muydum, bilsem çöldeki yalnızlığımı
Tutar mıydım ellerini, gözlerine takılıp kalır mıydım
Bekler miydim çocuklar gibi yollarını heyecanla
Meğer hataymış tek başına yolculuğum... zordayım.
Sen uykularımın katili, yollarımın engeli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!