Sanma ki dokuduğum bir çuldan ibaretti.
Attığım her ilmekle, bir ömür böyle bitti.
Yaşamımı işledim, desen desen kilime.
Bir gelecek bıraktım, bilirlerse neslime.
Tükürdüğü çekirdekler olmasaydı,
izleyicilerin.
Perdeler beyazlığındaydı tenin.
Uzun metrajlı filmler oynandı, üzerinde.
Birer ikişer toprak oldu aktörlerin.
Ve geriye kalanlar,
Bu akşam bir hoşum.
Mayhoşum,Nahoşum.
Belli ki; Sarhoşum…
Bu akşam içmek istedi canım.
Bulduğum boş kadehe doldururken rakıyı.
Sigaramın külü düştü,
Hanyeri’nde muhacir bir güneş doğardı,
Saksılarda dikili hercai menekşesini
Büklüm büklüm yollardan çıkılan
Dağların doruğunda kardelenler beklerdi.
Hasanköy’ de değişirdi havanın rengi
Bir de böğürtlensiz geçilmezdi.
Ne yalan söyleyim...
Yüreğim gelmek isterken,
Ayaklarım gitme, kal der gibi.
Gecenin rengine aldırmadan,
Gel-gitler yaşıyorum,içimde.
Özlemlerimi şeker diye atarken içtiğim çaylara
TARİHİN AKIŞINDA İSTİKLAL MARŞI
Kazım: Borazanbaşı, borazanbaşı,
Akşamları batan güne karşı
Alışılmış bir ibadet gibi
Çaldığınız o İstiklâl Marşı
Koro : “Ben,ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Öyle garip garip bakman haline,
Bu virane çatıda ne kudretler var.
Düşmüş te bir kıymet bilmez eline.
Görenler ahvalinden dilenci sanar.
O garip köyümüzün sevgi çeşmesi.
O batarken gördüğün güneştim.
Yorgun argın dağların arkasına saklanan.
Akşam kızıllığında karamsar bir gölge.
Sabahlara ulaşmaya çabalayan...
Kararsız…
Bir doğup, bir kaybolan grup vakitlerinde…
Kimseler bilmesin acılarımızı.
Sen de bilme,
Portakalı soyan
başucuma koyan annem,
Çünkü; o biliyor…
Biz,onunla her gün hasbihal ediyoruz.
Bir yağmur damlası düşse alnıma
Gün kızıla vursa, sana üşürüm
Hasrettir sancısı, basar dalıma
Geceler boyu seni düşünürüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!