Aşka o şarkından bahseder misin?
Ölüme’de ne çok yaşamaktan…
Şâirine söyler misin?
Doğum gününde sana yazmasın…
Güldüğün bir fotoğraf aklımda
Güneş yüzünün yarısına vurmuş
Saçların rüzgara dokunuyor
Gözlerin belli belirsiz
Çocuksu bir mutluluk göz kenarlarında,
Kumsaldasın ve sanki o deniz sana aşık…
Saçma bir yaşamdan geliyorum,
Çinili bir kalbin olsa da,
Ebru desenlerine seni çiziyorum,
Islandığım tüm yağmurlara inat
Şarabı ve seni çok seviyorum,
Ne vakit parfüm kokunu duysam,
Sen bilmiyorsun ama.
Senden ben gidiyorum.
Tüm şiirlerimi kurşuna dizerek çıplak ellerimle.
Arafım azaptayım yine de gidiyorum,
Dağlarım denize paralel değil artık.
Derelerim hep denize dökülüyor nihayet.
Tuzaklar kurdum aşk yolunda sana,
Şiirler yazdım kervansaray kuytusunda,
Ömür geçiyor suya yazılmış halimin tarifi
Alimlerin çözemediği sırrım.
Sevmekten yorulmadığım,
Sevmesinden korktuğum....
Nasıl bir şeydi biliyor musun,
Yanıyorsun da çığlık atamıyorsun,
Ağlıyorsun gözyaşın akmıyor,
Susuz yaz gibi hasretsin yağmura...
Konuşamıyorsun,
Konuşamıyorum,
Sezen’den bir şarkı olsak,
Veya bir kere de bizim için söylese,
“Uzak diyarlarda evli barklı......”
Bir Süreya dizesinde kesişsek,
“Sevmek ne uzun kelime...”
Biliyor musun?
Tek başına,
Üzeri kar, fırtına,
Hep soğuk,
Yaşamın olmadığı,
Kimsenin sevmediği,
Sönmüş bir yanardağa koşmak gibiydi seni sevmek…
Sen şiire sevdalı,
Ben gözlerine,
Şiirlerimse sana aşık…
Ve gidiyorum,
Ahraz gönlüne çiğ düşer belki diye…
Oysa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!