Hiçbir hatıran kalmadı artık,
ama yine de içimde daralan bir yer var.
Sanki bir yarığın kenarında oturan
sessiz bir çocuk gibi bakıyor.
Odanın ortasında bir sandalye duruyor.
Her şeyi biliyor o.
Kaç kez çöktüğümü,
kaç kez kalkamamayı seçtiğimi.
Bedenimin hafızası yorulmuş,
ruhumun üzerine çöken yük ağır.
Artık hiçbir nefes içime sığmıyor.
Geceler birbirinin kopyası.
Siyah bir sayfa gibi,
aynı karanlık harfle kazınıyor her seferinde:
Sesinin yokluğu bile
şimdi sessizliğin altında eziliyor.
Dün, aynaya bakarken yakaladım kendimi:
Cam kırılmıştı.
Yüzüm değil,
içimdeki yer parçalanmış meğer.
Ben değilim giden.
Benden ayrılan bir şey var,
arkasına bakmadan
sessizce çıkıp giden biri.
Ağlamıyorum.
Ağlayamıyorum.
İnsan bazen
kendi yıkıntısının altında
yaşarmış sessizce.
Hiç duyulmamış bir çığlık,
suskunluğun en gerçek hâlidir.
Ben o çığlığı içimde saklıyorum.
Kimse duymasın diye değil,
artık söyleyecek sözüm kalmadı diye.
Kayıp bir ses değildi seni çeken benden.
Ben kendimden düştüm.
Ve dönüş yolum yok artık.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 20:16:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!