kayıp şehrin adamı KADINI ARARKEN
geldim-gittim
geri geldim…
selam olsun nasılsın…
çok yoruldum, geldim
duş aldım, çıktım
bir kaç arkadaşla görüşüp geri geldim…
sıcak soğuk fark etmez, yürümeye devam
uzun yürüyüşten geriye adım atmam…
biraz iyileştim
ilaç kullanmayı bıraktım
artık ilaçlarımı kullanmıyorum
çok kötü oluyorum
varsın olsun, gerçi kullanmayınca da kötü oluyorum
ne öyle ne böyle sonuç da bir şey değişmiyor, bari böyle bitsin bitecekse biteceğim…
galiba üç yıldır ilaç tedavisi gördüğümü söylemiştim…
artık ilaçlara dayanamıyorum…
doktor arkadaşa da
“bir daha beni arama”
“bir daha bana ilaç yazma”
“bir daha beni uyarma”
“bunların dışında ne için ararsan ara” dedim…
ama iyiyim
hem de çok iyiyim
hatta çok güzelim…
seni selamlıyorum…
bugün çok güzelim
mutlu muyum bilmiyorum
ama çok güzelim
nasıl hafif ruhum
nasıl hafif bedenim …
cidden iyi ki varsın aslında bir çok şeyi paylaşmak isterim
ama seni yormak istemiyorum…
artık hep güzel kalacağım
bundan sonra karar aldım…
bu arada yeni bir kitaba başlıyorum…
dedim ya boşuna değildi yine yeniden selamlıyorum …
seni çok iyi biliyorum…
bunu her zaman söyledim, her zamanda söylerim
bir çoğu tırnağın olamaz bunu da bil iltifat değil çok ciddiyim…
farkında mısın nasıl bir dille yazıyorum
nasıl bir üslupla yazıyorum…
devrim de devrimcilik de biraz böyle işte nasıl değişiyorum …
bizim kavgamız kavgadan sayılmaz kafanı yorma ben seni biliyorum …
yüreğini de beynini de çok iyi biliyorum…
ben senin nasıl feda ruhuyla yaşadığını, gözünü kırpmadan her şeye atılabileceğini ve aslanlar gibi direngenliğini biliyorum…
boşu boşuna söylediğimi sanma selamlıyorum
yüreğimden beynimden bunu unutma asla selamlıyorum…
ne olursa olsun bunu aklından cidden çıkarma, bence bu yazdıklarımı cidden not et bir yere, kolay kolay gelmez bu halim bu cümlelerim
çok ciddiyim…
bu hallere direnene direne geldim
asla teslim de alamadılar, alamazlar da asla teslim olmadım…
ne onların işkenceleri
ne mahpusları
ne de susturmaları
ne de ağzıma ağzıma vurarak “küfür etme daha çok dayak yersin” dedikçe
küfür ettim
ettim…
ederim de…
vız geldi tırıs gitti
hepsi…
çok değil yakın zamanda bile yaşadım
çok daha küçük yaşlarda da yaşadım
onların dayağını
direngenliğimi artırdı
artırır da…
kandıramadılar
ne paralarıyla
ne makamlarıyla
ne mevkileriyle
ne de başkaca salak saçma kapitalist araçlarıyla
yapamazlar
yapamazlar
benim adım hasan hüseyin
biri yetmezse ikisi birden diye kondu o ad
şu an halimi bir görsen inan çocuklar gibi mutluyum…
dört tane faşist bugün saldırdı
burnum bile kanamadı
kanamazda
kanım bile bulaşmaz onlara
umurumda da değil
“az gelirsiniz” dedim
az
az
az
az
az
az
az…
“burada değil her yerde saldırın saldırdınız da” dedim…
sadece bir pantolonuma
bir de gömleğime
sebep oldular
varsın o kadar da olsun…
yıkılsak da dimdik ayaktayız unutma…
bu saldırılar yeni değil…
yıllardır yaşadım…
sadece iyi değilim
ağlıyorum sinirimden
annemi kaldırmışlar
hasta hasta eve gelmiş ağlıyordu
“bir şey yok” dedim…
sinir oldum
hepsine
kardeşimde çıkmış arabayla adam arıyor…
eve yakındı
bütün aile sokağa dökülmüş
orospu çocukları ağzımı sikeceklermiş
“kim besledi, sizi kim” dedim
yarın görüşürüz kim kimin ağzını sikiyormuş göreceğiz…
benim sorumluluklarım halkıma…
bunlar yeni bir şey değil boşver
senin ayaklarının altından öperim
bunu unutma
bu söylediklerin onurumdur…
zor benim işim…
buradayım…
ağlıyorum…
keşke olsam…
karşımızda da polisler seyretti
“seyredin seyredin duyuyor musunuz küfürlerimi” dedim…
yokuştan inerken çakallar
sıkmışım yüreğimi ve yumruklarımı
benim canım çoktan acımış
markete gitmiştim
belki yine yeniden “sarılırım” diye orda mısın diye
orda olmadığını bile bile…
tüm türküleri dinle
ama en çok
“al yüreğimi götür” olsun…
yanacaksa bedenim ruhunun alevlerinde yansın
yandım, yanacağım ruhunda
alevler sarsın bedenimi bırak bırak
dokunma…
HASAN HÜSEYİN BEYDİL
23.07.2010
Hasan Hüseyin BeydilKayıt Tarihi : 30.7.2010 02:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!