Daha küçük yaşta öksüz de kaldı
Babadan Atadan bayrağı aldı
Garibim diyerek sazını çaldı
Gönül telimizi titrettin Usta
Başı önde mahçup bakar gözleri
Geziyordu saçı başı kasketli
Hüzünlü gözleri daim kasvetli
Basar topuğuna ayakkabının
Çarşamba'lı Dayı oldu rahmetli
Köstekli saati yelek cebinde
Silahlarda kurşun,yoktu atacak
Kumanya kalmadı,yemek yapacak
Baştan belli hepsi,şehit olacak
Çanakkale'ye bak ibret al biraz
Hey on beşli diye türkü yakıldı
Bütün öğretmenlerimize saygılarımla
Bu gönül işidir olmaz parayla
Ölçülmez değeri hanla sarayla
Dolu dolu olsa bahtı karayla
İşine gönülden aşık öğretmen
Seyyah olup çıktım Samsun seyrine
Doyamadım inan seyrin zevkine
Tüm dünya hayrandır iki nehrine
Bereket verirler Samsun'um sana
Ondokuz mayısta yandı kıvılcım
Gözlerim anlatır kalbin içini
Sana karşı işlediğim suçumu
Etsem de durmadan gönül göçünü
Son durağım yine sensin sevdiğim
Bülbül gibi konsam her türlü güle
Geziyorum aslı varmış
Gibi yalan dünyada
Bazen hayalle dolu
Bazı zaman rüyada
Kimi fakir kimi sefil
Yanıyor yürekler durmuyor ki kan
Bak ölüyor gençler dayanmıyor can
Ağlıyor analar, ağlıyor canan
Gelmeyin oyuna gençler gelmeyin.
Hepimiz biriz yıllardır bu böyle
Cahilsin güzel kız kolla kendini
Kurtlar etrafında yıkar bendini
Sonra diyemezsin asla derdini
Eyvah para etmez anla güzelim
Çakal sırtlan tilki döner peşinde
Bir parça kumaştım, beni ölçtüler
Ölçtülerde, kısım kısım biçtiler
Pastal pastal tutup, tasnif ettiler
Böylece başladı kota yolculuk
Makineye beni tutup sürdüler
ustam eline diline yüreğine sağlık...