hiçbir şairanelik yetisinin sözcülük edemeyeceği
öyle bir dünya ki
içerim pek çok zaman
aklımda deli divane sarhoş imgeler
hiçbir sözlük ve sözcüğün kabına sığmayan
anlayın işte
ex olmuş tebessümler,
pek bilgece sayılmayan
somurtkan efkarlar,
girdabına girdin mi çıkamadığın
melankolik kör düğümler,
Gece,
iki hece;
ben ve sen gibi ıssız...
Gece,
kapkara bir fon,
bahtın kadar siyah,
ayrılıklar, felsefik özlemlere hep gebe
ben onsuz kimim demelerle başlar
o yoksa ben ben miyimlerle devam eder
izi her daim ruhta ve bedende
yani gebe tende
gel
yine gel
simli duyguların şarabıyla yoğuralım
modern zamanların bir destanını...
x kuşağı kadar uzaklarda kalma
al fa sesiyle solda bir ezgide buluşalım.
Fırtınadan ordularca kuşatılıyorum her gece,
Bermudalara sürgünler,
sevdaya düçar ve naçar...
Es es, tugaylarınla ey deli rüzgar,
yağdır yine yoğun özlemler;
her gecenin sonunda sessiz çığlıklar beslediğim,
iki belgisiz zamirdik
ne vardık yani ne yoktuk
ne vardık menzile ne zikrimizden dönebildik
sen tekiydin bu tekkenin ben öteki
nakkaşıydık iz dolu ve biz dolu
kafası karışık postmodern bir tablonun nakşi idik
kutsal bir kitap gibisin başucuma koyduğum...
ateş kuyuları ile
tehdit etsen de her satırında en elim acılarla, her gece, suretlerinden birkaçını zikredip seyr u sülûkuna çıkmadan uyumuyorum uyuyamıyorum!
hayat üsttenci varsıl dili mi
üst tenci modern homo sapiens dini mi
belli değil
pörfekt mi sanır kendini
geleceği meçhul geçmişte kalmış di'li mi
beli değil
hani sadece dudak tiryakisi de değilsin
bir vahada bir seraptan
her an gözlerinin ışıltısını tatmak
saçlarının kokusunu çekmek
gülüşünün büyüsünden içmek istersin
ama payına düşen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!