- “ Her şey! ... Tümü ile her şey, hep aynı şarkıyı mırıldanıyor. (…) (! ! !) (? ? ?) (Bu gün…) , (Gelecek…) (Geçmiş…) . – “ Şimdi Burada Olmak: Hep aynı renkte… Hep aynı tonda.” Kutuplaşmanın ötesine geçit yok gibi… Ve, her şey, aynı tonda. Ve, her şey, aynı renkte. Artıları ve eksilerinin farkındalığı ile sürüyor hayat. Yaşamın (artıları) denge idi. Ve dengenin (eşittiri) farkındalık. Farkındalık ise kendinin bile farkında değildi. (YaşamDenge) =Farkındalık…”
…
Beyaz bir örtünün üzerinde, kırmızı ve siyah karıncalar vardı. Bazıları kocamandı. Bazıları ise ufacıktı. Bir noktaya odaklanmış, topluluk halinde çabalıyorlardı. Bazıları bu çabanın farkında, başka renkten olan karıncalara da destek oluyorlardı. Yararlı olmak adına katkı sağlamak için. Bazıları ise tam tersini uyguluyordu. Ne kendi renginde olanlara, ne de başka renkte olan karıncalara yararı dokunuyordu. Destek olmak yerine köstekte oluyorlardı. Hele çalışkanlığı ile ünlü olan karıncalar, diğer grup renklerden olan utangaç karıncaların çalışkalığı ile de alay edebiliyorlardı. Kendileri ile alay ettiklerinin bile farkında değillerdi. Aslında farkında olmak, kalite ve sağduyunun rengi ve sesi ile yükseliyordu.
O noktaya hücum eden canlılar – “ Aman! ... Sakın ayrılmayın. Hizayı bozmayın. Sürüden ayrılan kuzuyu kurtlar yer. Farklı birilerinin seslerini susturmak için, toplu halde yemek yedikleri yemeğe ilaç katın. Kökünü getirin karıncaların…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta