“ahh, sabah oldu, sabah oldu / ……………………….”
nikotin kokusu soluğumuzdan değil, yarın kadar yakın, aldırmayın
alkolden yanmamış olsa da ciğerlerimiz, yanacaktır yarın, ağlamayın
her gün taze bahar renginde açıyor, müjde dallarında çiçeklerimiz
gün doğarken çıkıyoruz yola, birbirine çok benziyor düşlerimiz
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
MÜKEMMEL BİR ŞİİR DİLİNİZ VAR HOCAM SELAM VE SAYGILARIMLA TAM PUAN.
zamanım olunca yorumlıyacam tebrikler sevgiler
VEEE.... TABİKİ YİNE MUHTEŞEM, BU DİZELERKİ,DÜĞME KAPATTIRIR CEKETE.
SAYGIYLA. FATMA HATUN ESEN
Ne güzel bir anlatım,hoş kelimelerle şair sanatı tablo oluyor gözlerde.Benden TAM PUAN.TEBRİKLER...
Uzungemici…Bu rumuz Cevat ÇEŞTEPE ile salt sayfa formatında değil ,yaşam formatında da bütünleşiyor.Şiirlerinde sık sık denize yönelik imgelemlerin belirmesi sanıyorum bu yüzden.
O’nu bir yerlerden bir yerlere taşıyan geminin hangi ‘’gizemlerl’’ barındırdığını Sayın ÇEŞTEPE yazdıkça öğrenebileceğiz.
Karanfil kokulu kelebekler,adlı şiirini bu o arayışa yönelik olarak değerlendiriyorum.
İlk bakışta neleri çağrıştırıyor bu şiir?
Daha ilk bölümde :
‘’ “ahh, sabah oldu, sabah oldu /’’
Dizesiyle sorunun yansımalarını görebiliyoruz.Kimi zaman sevilerden , kimi zaman kişisel yalnızlıklarından ,anılarından kurulmuş bir şiir! Bu anılar,Şair’in belleğine derin çizikler atmıştır.Ülkemizin ve insanlarımızın geçirdiği değişim/dönüşüm dalgaları;karşıt görüşlerin iletileriyle Türkiye’yi yönetmeye talip olanların kıyasıya kavgaları,sistemin kendini koruma refleksleri ;kıyımlar...şiirin çeşitli kesitlerinde ansıtma yöntemiyle yer etmiştir.
Bulunduğu toplumdan soyutlanamayacağına göre Şair de bu yaşamın hem içinde hem de kıyısında köşesinde bulunmuştur.O ,geçmiş zamanı belleğinde yer eden dipnotlar şeklinde şiirinde sunarken ‘’kestirmeden’’ gitmeyi yeğlemiştir.
İlk gençlik günlerinin netameli koşullarını anlatırken’’ sinema’’ kurmacasını hem o günün bir eylemine ,hem de o zamanın gençlik gündeminde ikinci bir izlek olarak var kabul ettiğimiz aşklara vurgu yapmak için özenle kullanmıştır.Bu aşkların başlangıcı belli değildir ama bitişleri :
‘’
anlatılmaz sevdalardan olurum, sakın geçmeyin kapımın önünden
buyur eder alırım içeri ve bir daha ayrılmaz gözlerim, gözlerinizden ..’’
şeklinde anlatılmıştır.Kaç tane aşk sığdırılmıştır o ateşli günlere acaba?
Dağlarda yanan ateşler kadar etkili midir İlk gençlik yıllarını yaşayanların kalplerindeki ateşler?Her biri eksik ‘’sevişmelerle’’ sönüveren ateşler…
Şiirin bu bölümünde geniş zamanlı bir açılım da vardır.Özetli tükenişlerle birlikte günümüze doğru bir özleyişi de bulmak olası duruma getirilmiştir böylelikle.
Söylenenler geniş bir yaşam özetidir.Söylenenler, sonrası günlere değgin ümitlerle de doludur.Bu ümitler özlenen yaşamların arayışı gibidir.
Evet;sevmek, şiirinde geniş bir dalga olarak tüm bölümleri etkisine alıyor.O; güzelliğe,mutluluğa,yaşama doyamıyor.Sevgisiz yaşamanın yaşamak olmadığı çok net bir yargı olarak şiirde ortaya konuyor.
Tüketilen yıllarla birlikte kişinin bedensel ve tinsel ‘’anamalının’’erimesi bireysel itiraf olarak:
‘’
/Sonra kenara çekilip yol verdik, önümüzden geçen yeni heyecanlara, omuz tuttuk
omzumuza konan martı kuşlarına. Bir ara gözümüz takıldı çok yükseklerden geçip giden bir uçağa, ardında bıraktığı ve giderek dağılan buzdan bir çizgi gibi kristal damlacıklara.
Güneşin son ışıklarında ve bir açık denizin kıyısında/ ..’’ dizelerinde verilirken aynı zamanda ‘’kişinin istençlerine karşın çaresiz kalışı’’da sezdiriliyor.
Yüreğe konulmak istenenlerin hiçbirinin tam anlamıyla keyif vermediği evrenin adamı olan ÇEŞTEPE bir bakıma kendisine ‘’acındırıcı’’ dokundurmalar da yapmıyor değil!
Usuna koyduklarının hiçbirinde tam anlamıyla bir ‘’ballandırmadan ‘’ söz etmek olası değildir.Şiirin sonuna taşınan
‘’
“………………………………………./ bugünde akşam oldu”
dizesinin başka bir şeyi anlatmadığı öylesine açık ki…
Yaşarken insanca yaşamak gerektiğine inanan Şair,’’Her olgunun iyi yanını’’ aramakla tüketmiştir zamanını.Akşam,yanına bir tamamlanamamışlığı bırakarak geceye dalmaktadır artık…Yarın,hangi eylemin içine alacaktır; bilinmez ki…
Böyle derken ,günlerin ve gecelerin eriyip gittiğini,bu yalnızlığı anlatacak birinin yanında olmayışını,susuz ve uykusuz kalarak şiirle yazdığını; asıl yükü şiirlerinin çektiğini ,yüreğinde dağların yıkıldığını mı söylemek istemiştir?Bu konuda kesin bir ‘’sezgi dizesi’’ şiirin sonlarına konulmazken neden ‘’ketum’’ davranılmıştır acaba?
Sayın ÇEŞTEPE , önceki şiirlerinden ‘’Ceza İndirimi ‘’ ve ‘‘Öğretici Oyunlar’’ ile örtüşen bir ana konuya bu şiiri de dahil etmiştir.Diğer şiirlerinde olduğu gibi bu şiirinde de biçimsel yönden özgür bir dize düzenlemesi görülmektedir.Şiirlerinde sıkıca bir yineleme yerine, zeminden kaymış söz tabakaların bir çığa dönüşmesine tanık tanıklık ettiren ÇEŞTEPE, dizelerin iletisinde ‘’bir acıdan’’ söz etmemektedir.
Her şiir ayrık bir sözcük toplamı ile oluşmuştur.Dize boyutlarının değişikliği de bir özgünlük olarak kavranabilir.
Değişik söz dizimi ile şiirsellik ancak bu kadar olabilirdi.
Sayın ÇEŞTEPE’yi bu nadide şiirinden dolayı tebrik ediyorum.
yine güzel bir eser,doğal olan kaleminizden bu kadar güzel tasvirlerin çıkması...tebrikler,yüreğinize sağlık.
Çok güzel.Yüreğinize,kaleminize sağlık.
Yine çok güzel bir anlatım,tebrikler..
Bir sabah türküsünden, bir akşam şarkısına …
Sadece bir gün gibi.
ŞİİRİNİZİN HİKAYESİ BİLE BAŞLI BAŞINA BİR ŞİİR...MUHTEŞEMDİ...
SN.ÇEŞTEPE....KUTLUYORUM SİZİ VE ŞİİRİNİZİ ...SEVGİYLE KALIN...
Sonra fırtına yürekli ve yaramaz çocuklar olup sigaraya, içkiye ve dört duvar arasında yaşamaya birlikte başladık. Sabahlara kadar uykusuz kaldık. Kimileri için berbat zararlı ama memleket hayrına düşüncelere kapıldık. Sehpalara gönderilip, dağlarda kurşunlandık.Oysa yolun daha çok başındaydık/
Gün vardır bir ömür gibi, bir ömre bedel.Bir ömür de vardır ki hiç yaşanmamış, sanki koca ömürde bir gün gibi.
Yazarın ilk gençlik yılları zaman zaman şiirlerinde olduğu gibi bu şiirinde de kendini hissettiriyor. Sanki yaşanmışlıklar katılınca şiirler daha da mı güzel oluyor? Bana mı öyle geliyor?.Üstelik bu tarz anlatım Sayın Çeştepe' nin kalemine çok yakışıyor.Büyük bir zevkle okudum üstat, kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 102 tane yorum bulunmakta