Cihanda yalnızlık beterden beter
Kül közü sevdikçe her ocak tüter
Sadık olan cana bir yudum yeter
Ademi besleyen demdir Bengisu
Vakit daralınca dost dostu bulur
Şu şeyda bülbülü çağır da gelsin
Ötüp er seherde bağrımı delsin
Nere göçtüğümü damla ne bilsin
Boz bulanık sele, sor beni beni
Ekimde kırk evlek buğday ekerdim
Gözlerini dört aç, yaş yere basma
Seheri görmeden, lambayı kısma
Dara çekseler de şeydasın susma
Her soruya cevap, ver deden gibi
BEN KANDİLİM**
Ben kandilim
Yaradan’ın doldurduğu
Yağı yakıyorum
Gurbetteki bir dostum evini dörde bölmüş
Kara kartal yuvada, beyaz güvercin ölmüş
Poyraz değil, zalim kırdı dalımı
Hoyrat oğlu hoyrat, çaldı balımı
Yâr akşamdan gelir, bilse halımı
Bir telli turnanın, gölüne düştüm
Şairim gül bilir, bin derman aşım
Bugün hava güzel
Gözlerimdeki güneşi
Gör diye
Yüreğini
Yüreğimde bırakıp
Seni dışarı çıkardım
Aksak at uzağı, yakın eylemez
Acı çeken canlar acı söylemez
Eroğlu er kele minnet eylemez
Yelim niye erken esti bilemem
Sevi gönlümdeki kurumayan göl
Geçerse dileğim benden sonra öl
Er seherde suyu bulduğumuz çöl
Bana mor sümbüllü bağdı bilesin
Kalkar her seherde, yol gözler perim
Yağmurda ıslanmam, yürektir yerim
Sağ kendinden geçmiş sola ne derim
Bu yol gamdan öte, gider mi bilmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!