Ben yüksek dağlara yağan karım. Güneş olup sevme beni, eririm sonra. Yağmur olup yağma üzerime, her damlan bir kurşun gibi saplanır yüreğime. Eğer beni sevmek istersen gerçekten, kardelen ol. Yüreğimin buzlu duygularından çık dışarı. Işığı seninle göreyim. Öyle bir yara aç ki bedenimde, kardelenler açsın tenimde. Eğer bana dokunmak istersen, ellerin tertemiz olsun. Çünkü ben parmak uçlarından berrak bir kristal gibi dökülmek isterim. Eğer yüreğinde kaçma duyguları dört nala koşuyorsa, kar üstünde koşan atlar gibi gel bana. Gör o zaman, kar üzerinde koşmak nasıl olur. Gör o zaman dağlarda, koşar adım mutluluğa yürümek nasıl olur. Mutluluk bembeyaz kar örtüsüdür, kaldır at diğer kumaşları üzerinden. Çıplaklığına ört kar kristallerimi. Sen bembeyaz dünyamda bir kar tavşanı ol, ürkekliğin değsin tenime. Avcılar düşerken peşine, yüreğimin gizli köşelerinde saklan. Bir ben bileyim kanını dökmeden, damarlarındaki sıcaklığı. Bir ben bileyim sendeki sıcaklığı.
Eğer beni sevmek istersen, dağlara bağırmayı öğren. O zaman bir çığ gibi düşerim ayak dibine. Sana beyazın en beyazını, saflığın ve dokunulmamışlığın en güzelini getiririm. Sen yeter ki sesinii yükselt. Kısık ses böcekleri uyandırır, çığlık ise karları yerinden oynatır. Bildiğin tüm dillerin haykırışlarıyla gel bana. Ben seni sesinden ve nefesinden tanırım. Çığlığına çığ gibi koşarım.
Eğer beni sevmek istersen üşümeyi öğren. Sırtından bumbuz ter aksın. Gözlerin buz gibi baksın. Üşüyen yerlerini, kar ile sıvarım. Seni tenimin kristalleriyle hayata döndürürüm. O zaman inanırsın sevmenin bir hayat kurtarmak olduğuna.
Beni sevmek istersen eğer, kar yağarken sokak lambalarını seyret. O zaman anlarsın karanlıkla aydınlığın nasıl yan yana bulunduğunu. Beni sevmek istersen, kar yağarken sokak ateşini seyret. O zaman anlarsın soğuk ile sıcağın nasıl yan yana gelebildiğini. Sefaletin duygu zengini bir yüreği ne hale getirdiğini görmek istersen, sana bakarken içimde düşen çığları gör.
Beni sevmek istersen dokun yüreğinin tellerine. Eğer hüzzam bir şarkı yankılanırsa içindeki salonlarda, mehtabı alıp yanıma gel. Hiç sabah olmasın şarkısını dudaklarımıza ezberlet.
Ben yüksek dağlara yağan karım. Eğer beni sevmek istersen, sen de bir dağ evi ol. Ocağında çam dalları tutuşsun. Aşkın dumanı gökyüzüne çıksın. Ben kapını rüzgarla tıklatırım. Üzerinde hafif bir şey olsun. Beni karşında görünce eteklerin açılsın.
Yağmur olmayı bırak, güneş olmaktan vazgeç. Bir fırtına bir fırtınaya yakışır. Esintimiz tozu dumana katsın. Sen kuzey rüzgarı ol ben poyraz... Sevmek dünyayı yerinden oynatmaktır. Gel dünyaya bembeyaz bir oyun oynayalım. Gel dünyayı kar fırtınamızla kuşatalım.
..
KAR KEYFİM KAÇTI
11.01.15
Bir haftalık kar tatili öğrenim zevkimiz ve alışkanlığımızı bozdu. Pazartesi okullar açılıyor. Neredeyse bir yarıyıl tatili yaptık. Her geçen gün bir sonraki gün için tatil beklentisi, öğretmenlerin performans ve yazılı notlarını kaydetme zorunluluğu tatili sıkıntıya boğdu.
Doğru dürüst kartopu bile oynayamadık. Son yılların en soğuk kışı. Kara hasret bu kenti bile kardan usandırdı. Karda eve kapanma zorunluluğu, yolların yürünemez hale geliş bu güzelim kar havasının zevkini kaçırmakta yarıştılar.
..
Bu kar sesleri bu kar sesleri
Nefesleri karanlığın ışık
Karanlığın ışık nefesleri
Bu kar sesleri bu kar sesleri bu kar
Sesleri sesleri ses
..
Kendisi için yuvalanmış oluklardan geçip gidiyordu her sabah kırmızı lokomotif, nerdeyse yarıya kadarının bu oluk-yollar'a gömülü olduğu vagonlarda dış cephedeki pencerelerden anca dışarıyı görebiliyor olan içerinin yolcularının...
Pastel şehrin suları kesikti. Yılbaşına bir gün kalmışken, kırmızı yağması gereken kar mavi yağmaya başladı. Noel babao gece tüm evlerin bacalarından içeri doluşmuş ve çocuklara hep hediyeler bırakmış. 1 Ocak'ta da tüm şehrin suları gelmiş.
Kırmızı lokomotif bunun nasıl olduğunu anlayamayınca gidip Noel baba'ya sormak istedi, onu nasıl bulacaktı peki? Vali'ye danıştığında, dediler ki: 'Sen en iyisi bir yıl daha bekle.' O da bekledi. Yılbaşı gecesi şöminesinin önünde Noel Baba'yı yakaladı, sordu ona sorularını bir bir.
Noel Baba ona, hep kırmızı olursa maddenin hep madde, enerjinin hep enerji kalamayabileceğini anlattı; bunun için, önceki yılbaşında mavi kar yağdırıp daha bir şevkle girmişti bacalardan içeri. Sevindi ve sıçradı loko, ama bir şeyi de merak etti:'Peki mavi yağdırdığında şevkleneceğini biliyorsan, neden kırmızı yağdırırken de bu şevinci geçirebileceğini denemedin? ' Şaşıran Noel baba: 'Her şeyin bir sebebi vardır.' diye cevapladı. 'Olan bir şeyden umut kesme, gelecek yılbaşı gene kırmızı yağacak, sonraki yılbaşı ise yeşil olacak.' 'Olan şeyin sebebi vardır, neden kapıdan değil de bacadan daldığımın bir nedeni vardır.'
..
Kar, bir dost gibi sıkıyor ellerimi,
Kar, güneş gibi yakıyor gözlerimi
Sonsuzlukta bir beyaz düğün
Gelin türküsü gibi yağıyor kar,
Kar,martılarla yarışıyor
Kar, rüzgarlara karışıyor
..
Soğuk bir yalnızlığın
Üşüyen anılarına gizlenmiştin
Beyazın asıl tadında yağan gökyüzü
Geçmişti kendinden
Dağlar her zaman ki gibi yüksek
Kış hüsranına teslim terk etmişti sıcağını
Eski bir fotoğraf da donmuş
..
Uçuyor beyaz bir kelebek gibi kar
Beyazlar giyinmiş bir melek gibi kar.
Bir çocuğun ruhu kadar saf ve temiz
Yayılır yerlere bir döşek gibi kar
Dökülür gökten tüy gibi kar taneleri
..
Her yer kar dolu, kardan adamlar dolu,
Yağan kar değil adeta dolu, üşüyorum...
Beyinler kar, ruhlar kar, bedenler kar
Her tarafta kardan adamlar, üşüyorum...
Her makam, her resim, her isim,
..
Uslanmaz bedenin aşk pazarı uçurumlarda yaşarım umuduyla “kâr”lanırken; Her “yar”lanışında ayrı bir “yâr”dan düştü, ayrı bir “yara”landı; horladığın ve en zora zorladığın yürek.
Şimdi sen horlanırken; şuursuzca yar’landığın “kâr” pazarlarında; “kar”lanıyor zamanında ihanetinle kor’ladığın ve arsız gülüşlerinle köz misali “har”ladığın yürek.
Ne değişti vefasız Ne sen uslandın ne yüreğin “vus”landı özlemlerinle
Yüreğin ve bedenin “Kâr”lanırken de, kirlen-di “kor”lanırken de horlanırken de
..
Kar geldi...
Eliflerle giyindim,
Kar yangınlarında yandım;
Ondandır tenimdeki siyahım!
Hele benim unuttuğum günahım!
Her kar yağışında,
Öylesine örterdi beyazım;
..
Hiç bilmediğim bir zamanda, hiç bilmediğim bir yere göçüp gittim. Buram buram ayrılık kokmuştu. Burası çok uzak bir köydür. Burası dört dağın ortasında geçen nehrin üstündeki dağın yamacına kurulmuş bir köydür. Zaman kıştır.
Buranın kışları çok sert geçer. Soğuk, fırtına ve uzaktan gelen kurt ulumaları… Kış soğuğu kadar yazları da güzel olur. Renga renk çiçekler, doğayı büyüleyen yeşillikler, dağların uzak yamaçlarını süsleyen meşe ağaçları. Zaman bir su gibi akıp gidiyor, kendini bilmezliklere doğru.
Zaman kıştır şimdi. Dışarda kar yağıyor usul usul. Lapa lapa yağan karla birlikte fırtına var. Gün akşama doğrudur. Dışarda oynaşan çocuklar, koşuşanlar, evlerine gidenler… ve işine koşanlarla doludur. Herkes dışarda bir ben içerdeyim. Evin dört duvarı arasında. Alışık değilim ya ben soğukluğa, kar nedir bilmezdim şimdiye kadar. Çaresizce olup bitenleri izliyorum. Uzak diyarlardan geldim. Yabancısıyım ben buranın. Her ley onlar için güllük gülistanlık. Yağan kara aldırış etmiyorlar. Sanki onlar bütün ömürlerini kışa adamış gibidirler. Hiç üşümek bilmeyen çocuklar sabahın ilk saatlerinden gün batımına kadar kendilerini karın altına atıp fırtınaya, soğuğa hiç aldırış etmiyorlar. Buna bir tek ben yabancıyım bu uzak köyde. Belki bir sınır belki de çok merkezi bir yerdir. Ama ben nereli olduğumu bilmiyorum. Ya da nerede olduğunu bilmiyorum. Buranın giyim kuşamı, yemek kültürü, yaşayış biçimi çok farklıdır bizimkisinden. Köyün altındaki nehir gürül gürül akıyor. Nehrin kenarına gidip taş atan çocuklar kurt ulemalarıyla korkup geri kaçıp geliyorlar.
Soğukluk giderek artıyor. Akşam saatlerinde. Beraberinde yağan kar fırtınaya dönüyor. Artık köy damları boşalıyor yerini sessizliğe bırakıyor. Akşamın çilesi başlar artık. Hiç bilmediğim bu yerde ilk geldiğim akşam nasıldı, şimdi ise nasıldır? İnsan alışmam dediği şeylerde zamanla alışıyormuş. Bak alıştım artık her şeye yaşamaya, kara, fırtınaya, soğukluğa, elektriksizliğe ve susuzluğa. Uzun kış akşamlarının sabahı olmaz. Tek başıma küçük odamda oturur seni düşünüp hayal ederim. Gözlerim derin derin uykuya vurur kendini düşlerim arasında.
Dışarda asi bir şekilde yağan kar, fırtınanın uğultu sesi. Bunlar duru uzaktan gelen kurt ulemaları başlar, cevap ise köpeklerden gelir. Gecenin sessizliğini kurt ulemaları ve köpek havlamaları bozar uzun bir zaman aralığında, dört tarafı dağlarla çevrili köyün. Nehrin akış gümbürtüsü çılgıncadır. Sonbahar yağmurların ve şimdide güneşli günlerde eriyen kar sularıyla debisi bir hayli yükselmiş. Çılgınca akan bu nehir suları gecenin ortasına gümbürtüsüyle damgasını vurur. Nehir akar ben seni düşünürüm. İster kar beyazlığı ol, ister fırtınanın korkutucu uğultusu, istersen de nehrin gümbürtüsü ol… Sen bana hem çok yakın hem de çok uzaksın. Yakınsın çünkü kar’ımsın, fırtınamsın, nehrimsin. Uzaksın ilkbahar çiçeklerinin kokusu kadar, uzaksın fırtına kadar ürkütücüsün. Çünkü ellerim ellerine değmiyor, gözlerim gözlerine dalmıyor. Gecelerim sensiz geçiyor. Elektriksiz geceler boyunca tek başıma sabaha kadar otururum. Bir yanda seni düşünürüm, bir yandan alçak damların üstünde gezen kedileri izleyip, dağların beyaz gelinliğine dalarım. Beyaz gelinlikte umut vardır belki de. Gecelerime konuk olup uzun kış gecelerime misafirim olursun. Ben seni her an düşünüyorum. Kar fırtına, kış yaz hiç fark etmeden.
Şimdi hiç bilmediğim bir yerdeyim. Kışın tam ortasıdır. Köy halkı için kış bir umuttur. Bende alıştım her şeye onlar gibiyim artık. Alışmalıydım da çünkü yabancısı bendim buranın. Kar fırtınayla yağar ben seni an be an özlerim uzun kış gecelerinde bir başına sensizlik içinde sevgilim.
..
Dışarıda kar ayazı.
Kefeninse kar beyazı.
Kötü imiş alın yazın.
Kalbimizde sonsuz acın.
Yağmasın kar sevmiyorum.
Dışarıda kar yağıyor.
..
Dışarda Kar yağıyor, tıpkı hayallerimiz gibi;
Beyaz, saf ve temiz
Dışarda kar yağıyor dedim ya;
Ellemesem, görmesem, hissetmesem neye yarar Kar’ın yağması.
Bir damla yağmurla birlikte Kar,
Dayanamaz Kar erir, su olur toprağa karışır,
Dur yağma yağmur bırak kalsın Kar,
..
Berf bariye berf bariye,.....Kar yağdı, kar yağdı,
Qed mebıjın şew tariye,....Hiç demeyin gece karanlık,
Berf mirova ronayiye,.......Kar insanlığa aydınlık,
Berf berekata herriye........Toprağa da kar berekettir.
..
Şimdi bir sürpriz olsa, kar yağsa ansızın, kömür saçlarından lapa lapa kar toplasam
Bir ateş yaksam kalp kuytuna, bir çay demlesem gözlerine, bir ellerimi bir ruhumu ısıtsam
Şimdi kış olsa vakit, ben kar olsam aylardan aralık, kar gibi saçlarına ben gibi kalbine yağsam...
S.Güler-8.8.2015
..
Beyaz olmuş baca bere
Lapa, lapa kar yağıyor
Buz kesilmiş koca dere
Kar yağıyor, kar yağıyor…
Kış gelince her bir dere
Kar düşünce olmuş nere
..
Bahar gerek mevsimlere, yalnız kış-yaz kâr etmez
Sevda hayattır, kitâbını oku-yaz kâr etmez
Gönlünün derinliklerinde saklı o defîne
Toprağı dünyânın merkezine dek kaz kâr etmez
Sevdâyı meyhânede, sazda sözde arama hiç,
..
Nasıl olmasın senle bir gönül kırgınlığım?
Mefkûremin önüne gerildi parmaklığın
Paslı kilit vurulmuş kör kafestin cağ’dın kar
Atlas olsa ne yazar ipeksi parlaklığın
Kırılmış kollarımda düğüm düğüm bağ’dın kar
Sararan simalarda solgunlaştı kaç Güneş?
..
Ne güzel yağarsın kar
Sanki doğa yepyeni
Beyaz bir sayfa açar.
Günahsız bir çocuk gibi
Ak pak yağan kar,
Havada mis gibi bir kar kokusu var
Ne güzel yağarsın kar..
..
Kar yağıyor sevdiğim Türkiyem'in güneydoğusuna
yağıyor mu kar sizin oralara da
güneydoğusuna yani yeni anakaranın
kar yağar mı?
insanın başına kar yagmasının
ne olduğunu bilmez bir amca
..