Söz konusu olan şey hepimizin hiç kimseye temsil hakkı ve devri mümkün olmayan özgür yaşama haz sevinç arzu hayal duyum talep dilek ve isteğimize dair ortak insan ve yaşam değerliliğimizi sorumlulukla sevgiyle ilgiyle vicdanla akılla barışla empatiyle toleransla sosyal siyasal ekonomik ve kültürel eşdeğerli adil emek birikim kazanım paylaşım ve zenginliğini hiç kimseyi dışlayıp küçültüp ayrıştırıp aşağılayıp ihmal ve ihanete koymadan huzurlu güvenli birlikte toplum aidiyetliliğimiz ve biricik vazgeçilmez dünyamız gerçekliğine özgü ne kadar kendimizle yüzleşebileceğimizin inanılır güvenilir gerçek kişiliği karakteri onur ve itibarıdır.
Dolayısıyla aşktır, aidiyeti sevgisi saygısı güveni inancı coşkusu hasreti tutkusu bağı yolu yönü çocuklaşan deli dolu ve özgür iradeli akıl fikir emek özen ısrar cesaret bilgi samimiyet fedakarlık işleyip dokuyan sevinçlere günden güne ayrı gayrılılığı tümüyle ortadan kaldırarak değerler artırıp kıymet bilirliği çoğaltan . Ve Sıradanlıktır , çorak ve benzeştirsen katman kabukları altında renksiz coşkusuz farksız yoksun ardıl güdümlü kundaklarda saplanıp kaldığı kendinden öncelerin sığ ve soyut yaşadıklarını eksilerek tekdüze silikliğe tekrarlayan...
Birbirini harcayarak tüketen sıradanlıklar tazeliğini bağışıklığını ilgisini saygınlığını bilincini birikimini direncini kaynağını sürekli en son varolanlara harcayıp tüketerek ölümün soğuk rahminden bölündükçe azalan çoraklaşmayı doğurur.
Sevgi duyarlıklı aşksa dolaştığı aştığı her eşikte essiz benzersizliğin bir biriyle eşdeğerli insan ve insan ilişkilerini sarar yorar kucaklar besler barındırır ve katlayarak büyütür.
Herşeyi ama her şeyi, dalına ipine izine ilmine itibarına tutunmaktan bahisli herşeyi dahi durmaksızın alıp götüren hal ve gidişinde hayatın, yeri vekaletsiz kendisiyle bedel ödeşen mutluluktur mutluluksa çizgiyi ne kadar geçtime bakmaksızın aklı fikri dengesi sütü mayası kimyası bozulmuş kaybolmuş bir dünyaya yeniden insanda buluşup önkoşulsuz bir diğerinde kendini bulmaktır ki; teselli vereceğim sanırken bulduğu huzurda avunup doymaktır da , yükü yolu kahrı emeği tasası sevinci çekilip yorulan değerler bütünü bütün heves haz hayal his hisse tad ve lezzetlerin yaşam tadına göre sığabileceği boşluğu olduğuna ve asla katlanıp taşıyamayacağı zerre miktar bir fazlasına da hiç mi hiç gönlü yatkınlığı kabulu vicdanı rızası olmayan karşılıklı kadir kıymet bilirliğin yeryüzü nafakası ve itibar ehillerin hükmü harcıdır.
Kimse var mı yok mu veya kim gitti kim kaldı öz güvensizliğinin akıl fikir cesaret ilgi bilgi kararlılık tutarlılık deneyim birikim yoksunu her türlü tesir ve etkileşime dayanıksız savrulmalarıyla değil , ne kadar elden ayaklar aktına düşerse düşsün tıkansın boğulsun yahut bozulurda bozulsun iradeden algıdan idrakten inançtan itibardan sevgiden saygıdan dilden kültürden insanlık, kendi bildiği ve insanlığa özdeş hayatın zenginliği olan değerler bütününe sımsıkı sarılarak tutunduğu ve kişiliğinde yaşattığı hayati değerleri her şartta her yerde hiç bir koşula eğilip bükülmeksizin ve aza çoğa kim gitti kim kaldıya bakmaksızın ayağa kaldırıp ait olduğu onura daim devran etmenin kavgasını vererek, dilini halini kaygısını çabasını zahmetini emeğini gayretini gütmelidir özü sözü bir olan insanlık.
Bütün mesele toplumsal paylaşım değeri yaşama sevincini yüceltip ortak hayatın huzur güven ve mutluluk artıran sevgisi saygısı merkezinde , sürdürülebilir katlanılabilir ve devamlılık sağlayan sosyal siyasal kültürel zenginliliği kabulüyle takdir edip sahip çıkılması gerekirken, aynı zamanda gözlemler irdelemeler sorgulamalar deneyimler ve katılımcılıklarıyla bilinmesi gereken her türlü eksiklerin akıl fikir ilim ve sanatını kararlı tutarlı dirençle ısrarla inatla cesaretle duruş sergileyerek ihtiyaç duyulan ilimi hüneri yolu yordamı beceriyi kazanması gerekir insanın.
Marka ve magazin ağırlıklı iletişim ağından bir odada doluşup hücrelendiği halde sesi ilgisi yakınlığı samimiyeti insanlığı birbirine ulaşıp erişmeye tıkanmış ve tükenmiş iletişimsizlik arızasında , her olguyu yahut olacağı veye olup biteni şahsi çıkarcılık düşkünlüğü hırsı ihtirası gösterişi yarışı bencilliğiyle yaklaşıp davranan toplumsal çöküşün içinde hiçbir onur itibar dil aidiyet güven ilgi özveri kültür huzur paylaşım sorumluluk özgürlük saygınlığa dair değer birikim ve bilinç taşımayarak gişe rekorları kıran özendirici ilgi , sanatsal felsefi ekonomik siyasi sosyal kültürel değer veya hayati bilgeliğe gerekli cevap verdiğinden değil, batmış boğulmuş her alanda kendini baskılayan şartlara yenik bezgin bıkkın boğulmuş çaresiz bitik tutsak esaret çarkına ve öğününe kim ne koyarsa uğradığı her türlü yıkım yağma talan tehdit saldırı tecavüzü kanıksayıp içselleştildikleriyle beraber günü gündemini oradan dönüp davranıp düşünüp hiç bir tepkisel duyarlılığı yok tüketip yaşamaya mecbur muhtaç bırakılmış insan kalabalıklarının bağımlılıkları dışında başka hiç bir seçeneği olmayan mahkumiyete her şartta ve her koşulda doyurmaya dönük teslimiyetin gösterge gerçekliğidir.
Doğal seyir veya akışıyla ilgili bağlı temelli İnsicamı bozulmak gibi bir ilkesel hassasiyeti vardır hayatın. Gereksiz abartılar yergiler övgüler kışkırtmalar ilişmeler uzak kalmalar veya müdahalelerle , gerek beklenilen hayati ilgiye sorumluluğa bilgiye katıkımcılığa paylaşıma beceriye yakınlığa emeğe fedakarlığa kayıtsız kalmak her neyse, gereksiz müdahalelerle çöreklenip çullanarak hayatın yaşamsal yapısını kurcalayıp karıştırıp bozup işlevsiz anlamsız tanımsız hake getirmek de, doğal seyir ve akışın insicamını başkalaştıran ve sonunu her kafadan kendini devlet bilen kanunsuz kitapsız başıbozukluğun hükmüne bağlayan değişim dönüşümün hortlak güruhlu tezahürat gürültüsüdür. Alkış yahut yergi, her emeğin sonunda çıkan sürdürülebilir ve paylaşılabilir değeri gereği fazlasına abartmaksızın çoğaltıp yaşatmaya dönük olmalıdır tapınmaya veya hayatı adanmış derecede kör kötürüm koyacak imrendiği hayranlığa köleleşip kullaşmaya değil .
Kar bu yüzden amansız hızda durmaksızın kaç göçleri kovalaşan gerilim bunalım kir dert kahır gürültülere ara veren ve zamanı ağırlaştırarak nefes aralığı dinlenme payıyla başıbozuk her kapılıp gitmişliği duyguya düşünceye çağırıp toprağı demleyen ve suya hayat veren deriiiin doğal akıl ve seyrin filitreleyip onardığı arındırmaya uzun soğuk ve çetin sınavlardan geçen insanlığı da özgürlüğe sevgiye saygıya topluma çevreye dünyaya sonsuz zamana ve sınırsız zenginliğe kişilik toplum ve karakter kazandırdığıyla kendini kendisiyle yüzleştiren aklın vicdanın sorumluluğun ve aidiyetin sicilini yazıp künyesini ilan eden dirlik varlık düzen ve yaşam cevheridir.
Dedikten sonra, iklimince vakti zamanıdır madem, çal ıslığım çağır yere göğe sığmayan esrik aklımı deli gönlümü çekip götüren uca bucağa, kapıdaki tipi dağdaki boran ezel masallarından bildiğime tanık , gerçi sen benden daha aşikara KAR KÜNYESiNDE firari izdüşümleridir
Ocak / 21
Kayıt Tarihi : 17.1.2021 15:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!