Kanlıca'nın Aşk Kokan Sokakları

Gidişinle rüzgarlar yolladın sevgili,
Güçsüzlüğümle savurdu beni bilinmezliklere…
Anlamsız yürüyorum şimdi İstanbul sokaklarında .
Son sigaramı Kanlıca’nın sensizinde yaktım.
Karşımda Emirgan...
Sararmış gibi rengarenk laleleri...
Sarı köşk, beyaz köşk, pembe köşk hepsi kararmış gibi.
İçim üşüyor sevgili, kalbim yeni doğan bebek…
Mevsim yaz, aylardan Ağustos…
İçim kış aylardan Şubat.
Kendimi kaybettiğimde seni bulmuştum ben,
Seni kaybettiğimde kendimi bulamıyorum.
Haberim yok ruhumdan, haberim yok kendimden,
ayaklarımın kılavuzluğunda yürüyorum
anılarımızın sinmiş olduğu,
Kanlıca’nın tarihle karışık sen kokan arnavut kaldırımlı sokaklarında.

Sağa baksam sen, sola baksam sen.
Gözlerimi kapatıyorum yine sen .
Tüm sokak levhalarında senin ismin var,
Tüm afişlerde senin resmin var,
Rüzgarın esintisinde senin sesin var,
Gezdiğimiz yollarda senin izin var.
Ahh sevdiğim,
Yağmur çiseliyor şimdi ince ince,
Çok severdin yağmuru,
Şemsiye açtırmazdın hiç.
Yağmurlu günlerde bir başka mutlu olurdun,
Bir başka bakardı yakamoz gözlerin.
Bulutlar çalardı, kuşlar cıvıldardı
Ve biz tutkuyla dans ederdik.
Sonra yapraklar alkışlardı bizi,
Kanlıca’nın tarihle karışık sen kokan arnavut kaldırımlı sokaklarında.

Çocuk yüreğin yağmurun ıslatması ile çıkardı meydana.
Yolu uzatırdın, hiç gitmek istemezdin.
Bense Yağmur duası ederdim Tanrı’ya hiç dinmesin diye.
Ama şimdi Elbiselerim gibi yüreğimde sırılsıklam.
Bir sıkımlık canı var yüreğimin.
Bana senden armağan biliyorum yanı başımda açan güller,
Yerlere kadar sarkmış yaralı, hüzünle titreyen ağaç dalları,
Üzerinde öten Bülbüllerin dilinde yıllardır bitmeyen aşk,
Tarihle karışık sen kokusu esiyor buram buram yine,
Eserken nabzım, kalbim duraksıyor.
Martıların kanat çırpışları, denizin kıyıya hasretle dokunuşları, vapur düdüğünün ciğerlerindeki tüm derdi atarcasına haykırması,
hemen sağımda, "el yakan cep yakmayan simit" diye bağıran küçük satıcı,
ellerinde uçan balonlarıyla gökyüzüne bakan çocuklar,

Her şey aynı...
Her şey tekrarlıyor kendini adeta...
Ama senin olmadığına inanmak, bunu hiç kimse istememeli benden.
Sende buradasın alıyorum kokunu, nefesini hissedebiliyorum,
Kanlıca'nın tarihle karışık sen kokan arnavut kaldırımlı sokaklarında.