“aslında boşa kederle yıkanıyor divane kalplerimiz, geçmişte bıraktıklarımız gelecekte bekliyor olacak bizi -ayşe-uçar”
gün doğmadan
alacakaranlık dağlardan geçmeli
mor bir düşe yaslanmalı yıldızlar
kül tadında ağzım, saçlarım ay pembesi
susun! biraz daha…
susun! yosun tutan mezarlar
suskunluğunuz kadar soğuk olmalı yol-um
beklemesin
pencereler sardunyaları, sıska serçeleri
kar masalı yağıyor sokaklara çocuklar oynuyor uzaklarda
henüz yanmadı ipek yüzleri
annem kokuyor dudakları
gün doğmadan
aynalı ladinler uyanmadan
sinmeden yorgun kentlerin tozu kanatlarıma
çocukluğumu sırtlayarak, patika yollardan sekerek
rüyalarım ceplerimde
hayal kırıklıkları acı keder geride
çılgın bir uçurtmanın ipini göğüsleyerek
yıkmalı duvarları yıkıntıları tekmelemeli
sevdiklerimi, anıları, beklentileri
tüketerek
isterse inkar etsin dünya
hücrelerimi, kemiklerimi
isterse toprak çürütsün dilimi sözlerimi
üzülmem geçmişe
kalbimi fırlattım
ruhum yanmalı ışığa
gelecekten
tanıdığım bir ses çınlatmalı gökleri
köpük köpük bulutları dağıtmalı
gülen gelincikler, güller dokunmalı
yağmurlar ağlamalı …
üzerime…
24-07-2014
Kayıt Tarihi : 4.3.2016 00:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dağılmalı köpük köpük bulutlar
çılgın bir uçurtmanın ucuna bağlanan
tozlu umutlar kaybolmadan
---
şairenin yüreğine sağlık
TÜM YORUMLAR (1)