Güneş yine doğacak sevgiler batımına
Bir donuk ıssız turuncu
Ve siyâh buzlar hâleleri
Bu güneş içinize
Boşluğu akıtacak....
Büyük Hastaneye ölüler girer
Gece, kapanır kapıları
Ve ısız, susuz musluklardan akar
Gider kuru, sahipsiz ruhları
Yüzlerinde bir virgül gibidir
O son hecenin vuruşu
Geliniz elinizi veriniz
Ağır ağır yavaş yavaş
Tempoya kulak veriniz
Adımlar küçük, adımlar ürkek
Bu ritmi iyi dinleyiniz
Ritim içten, ritim yürek
Bir ansız sıra merceği
Apansız döngüde
Tutam tutam renkler içine
Bu telâş ne
Varsayımlar ölmede
Kalp kalıplar üzere
Sandalcı Cemal'in küreğinde
Küçüksu Mısırları
O yaz öyle güneş ki öğle
Terlerden gömleği
Ve ıskarmozu gıcır, gıcır,
Biteviye
Bugüne yeniden doğmak
Kolay değil
Atmak gerek yükleri
Kahırlar, çileler
Ve ömür götür dertleri
Kalıplar ki tükenmişlik yoğurmada
Billûr kristal bir ses ki
Dalga dalga
Bu yankılarda
Bir incecik tüller köprüsü
Bencileyin
Geçilmez
Zaman salıncaklarında
Biz
Sallanır
Zaman içre dört boyut
Aynalar ve kişiliklerimiz
Zamana
Şöyle geriye bir baktığında
Son rüzgâr da dinmişse ruhunu estiren
Sıra artık renkleri öldürmeğe gelmiştir:
Önce tüm yelpazesiyle kırmızı,
Sonra içli nüanslarıyla sarı
Yorgun güneş, yorgun sular
Suskular doruğunda
Buğulu pembe bulutlar
En eski anılardan
Dikey kuş kanatları
Sarayburnu önünde çırpınan ruhlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!