Kalbimin Köşe Taşları Şiiri - Mizgin Teker

Mizgin Teker
55

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Kalbimin Köşe Taşları

köşe-1
her şiir
biraz bebek ağlaması
susan bir çocuk görünce
bundan
gırtlağımın nasırları anlaması

canımın teyellerinde
bir lalenin
tuhaf yansıması

titrek bir
ip gibiyim
yüreğimin deliğinde
ana rahmi derinliğinde

susmak
bir susamın dilimi ısırdıkça
yeni kavrulmuş bir
çile gibi
dudağımı yakması

nedendir
diyorum
neden neden neden
kalbimin dünyayı
bir telaş törpüsü sanması

köşe-2
kalbim var dedim
kalbim var benim
ve
tek akranı
tersine akan
sekize değil de
dörde benzeyen bir
kum saati

değişir kirasını ödedikçe
içimdeki her mevsim
yastığımın altında
büyüyen gölde yüzerken
öldüm
ben ki
kendime yetim

yatırırım dizlerime
başını
sevincin

yani
kendim benim
—kirasını ödesem bile
hiç gelmeyecek bir mevsim

sevincim uyurdu
uyurdu ve
uyanmazdı bir daha

hiç ses çıkarmazdım çünkü
ondan uyanmazdı
/yani sevinçsizliğe
tüm bahanem
bu muydu benim

köşe-3
ve ben
çok büyük olsaydım
çok zengin olsaydım
kendimi alırdım
kendime

belki
güzel bir hediye
belki de
yeni bir savaş
diye

ne olduğunu bile bilmeden
yine de
kendimi alırdım kendime
başkaları
benden önce
alamasın diye

alıp da
kara urbalılar
duvardan duvara
vuramasın diye

köşe-4
çapraz askılar asarım
yumruğuma
heceleri
düzenli dövsün diye

düzeni ararım yine de çünkü
hep bir boşluk büyütür beni
—büyüteçsiz
ben inanmasam da boşluğa

bir yeni yetme gibi
yürürüm
ömrümün çürüklerine
—yürüteçsiz
ama
koşuyormuş gibi soluk soluğa

köşe-5
ölüm hangi renktir
bilmiyorum

ölüm bir renk midir
yoksa
sarkıntılık mı
sevginin kucağında

ve darağacını
hangi ninni uyutabilir

çizemedim hiç
yaşamanın desenlerini
de
avuçlarıma

renkli hiçbir şeyim olmadı
sırtımda benim
kalın kitaplarımdan başka

kimseye sözü geçmez
ki gitmenin
ben kalıyorum desen de
bazen
kaldığın yerde yitmenin

köşe-6
camsız bir
uçurtmayım
gökyüzü
gurbet demek

damsız bir çatı
ne kadar gidersen
git
hep orada
kalmak demek

yağmurları
bahşiş yaptım ufkuma
açılsın ufkum
neyle ıslandığını bilmeden

kısılsın aklımın
çok bilmiş sesi
gözyaşlarım dinmeden

bir ekmekle savaştım
bir açlıkla
bir ekmek için
savaştım açlıkla
—ikisi aynı şeydir
bir ekmek
hiç ekmektir

ve söz verdim
kendime
tüm bilgileri öğrenince
ilk önce
kitaplarımı yakacağım

hep benim bilmediğim
anlamları doğurup
onları
öksüz büyüttü
diye

köşe-7
bir gün
öyle bir büyüyeceğim ki
tüm kavgalardan sağ çıkıp
hiçbir
pazar gününden
korkmayacağım

korku dedim
durdu zaman
dağıldı bir atardamarın
kimsesizce çapı

çobanı öldü
ve
sözcükleri dağıldı
kalbimin
geçti artık
—inanmanın çağı

köşe-8
ağıt yazmakla
ağıt tutmak
bir değil midir
ve bir kuşun
kanadına tutunup
uçtuğunu sanmak

yargılayın
kanımı kuşatan
mevsimlerden
tüten atlası

bir çocuk bile
daha oluşmadan
düşüyor kendi rahminden
var mı bunun dahası

köşe-9
gitme
çocuk
boğulsan bile
içimin arklarından

bir kitabın
yanağına yaslanman
hep
bildiğin yolları
unutmandan

sen geceden kaçarken
yıldızlar sana
güzel görünmek için
nehirlerden
taçlar takardı

sonra
senden önce yorulup
uykuya dalarlardı

köşe-10
ısmarlama bir hayatın
bizi soktuğu borçlar
yakarış fırtınasında
bile
sustuğumuzda
belki diyorum
biter

saati perdeleyemiyor
depremler bile
parmaklar arasında
genişleyiveren
bir şey oluyor zaman
doğumla beraber
gözlerimize
değmişse keder
bir çelişki yumağı kadar
karmaşıktır
şimdi kader

her şeyin sonu var
köşelerin bile
toprak
tüm teorileri çürütür
durmadan bir ırmak iner
çöl gözümün yazgısına

kuraklık
bir haberdir rüzgardan
ayna kırık sanarsın
yüzünde derin çizikler
kaçamazsın
kaderden ve kazadan

*bunlar kalbimin köşe taşları
bekledi uzunca bir vakit
belki görür diye ilkyazları.

Mizgin Teker
Kayıt Tarihi : 1.3.2025 17:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!