istanbul’un üstünden seneler geçti
ne ben ona ne o bana alışamadık
geldiğim güne kadarmışım
gerisi afet yıkım deprem
deva artık neye yarar
.
hayatın mı ömrü yoksa benimki mi bitti anlamadım
beddua desek bizi tutar korkarım
vakfem özlemeye durdu artık
hatırlarım akıp giden çağlayıkları
bağladım şu hayatı bağlamanın bağrına
çeşit çeşit vururum
taşlar filizlense
ayrılığın sonu kara toprak mı
içimdeki maziler kendini tutsak etmiş
duvarlar ezgi dolu içine çökmüş bir bir,
paslandı
bu hayat bizi yaktı, yıktı da geçti
birkaç günlük latifi heyhat...
alelade fırlatsam baş yarar, o sabrım taştı
umutsuzluğun göğü karanlık
kara bulutları var
gün ayni gün
manalarımın üstadı oldu aşk
kafasına göre yorar beni
örtümün altına gizlenmesem de
kum gibi karanlıkların içindeyim
tuş olmanın tadı
damaklara çalınmaya görsün
hayat memat can canan
hepsi sabah kahvaltısı...
tarim mechuıl
Abdulkadir MıdıkoğluKayıt Tarihi : 30.12.2021 21:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!