...
KAFESTEKİ SONA YAKIN
...
Burası çelik çubuklarla viadalanmış som civata
Üstünden nice bir zaman geçmiş yollar yeller ve yılların
Çabalar çiğner durur sergisini örgüsünü gazap azığı ve leblebi demir
Her solan bahardan ardında bir tutam eksik ziyan bırakan
Aklı karalı bilinmez hesaba devri görülmüş günler geçilmiş eşikler dökülmüş saçılmış sokaklar
İyi ve köyüye dair ne varsa duvarları evleri kavşakları bir eden henüz dün gibi
Ve yarın kadar çooook uzak
Sözü dili dargınlığı özlemi muhabbeti katılıp kopan bir ömür insan
Kapılardan kapılara ocağından kül deşip
Ateşinden ateş yanarak
Hem gelene hem gidene mesken muhacir olduktan sonra burası...
Arasıra tazelenip değişse bile balkon çiçeklerinin
Günü dünü aratan eskir azalır herşey
Ve camdan uçan kuşlara bakmakla kalan
Acıyan yeri artan ağrısı ondan ötesi genzi yanık benzi soluk
Eceli bekler durur saat mekan zaman
Penceredeki buruk bulanık kafestir burası
İçerisi duyulmaz görülmez huzur evinde pervane dönen soğuk
Tüm mümkünü tükenmiş konuşmaya söylemeye küs
Dünyaya yabancı
Efkara suskun
Ettiği eylendiği kendi içindeki derin suskunluğu dinleyen herşeye elveda
Gittikçe koyulaşan gelişi belli karanlığı dolup taşarak
Kar kaplayıp buza boyanmış
Tutunacak dal arayan ayaza azat beşinci mevsimdir burası
Herkesten daha ziyade ve bir çok yalnızlıktır
Terkedilmiş insanlık kadar hayattan kopan çekilişlere
Ve amansız yaklaşan sona doğru ağrıya sızlaya
İkramiyesi bahtı karadır günsüz tarihsiz çekilişten çıkan
Öyküsü renksiz,
...ağıtları ve çırpınışları barksız bahçesiz
Kasım/20
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 29.11.2020 15:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!