Ağabeyim hoşlanmazdı dedemin sürekli komşuya gitmesine. Gerek kıyafeti, gerekse davranışları ağabeyimde bir utanma duygusu oluştururdu. Örneğin, bir yerde duymuş, sirkeli bez tansiyonu düşürürmüş, kafasında sirkeyle ıslatılmış bir bez olduğu halde pencereden sokağı seyrediyordu komşunun yol seviyesindeki evinden. Ağabeyim bunu görünce çok kızmış ve dedemle tartışmıştı. Çok kızmış dedem ve;
“Beledi kesin, ben gidiyum! (Biletimi alın, ben gidiyorum) ”
Diye kestirip atmıştı.
Gitmek istediği yer Giresun’du. Ancak daha önce Konya’nın Çumra ilçesinde oturan amcama da birkaç günlüğüne uğramayı düşünüyordu. Üniversite yıllarımda sömestri tatilinde olduğum için ona ben refakat etmem gerekiyordu.
Bir melek tanıdım
Yüreği sevgi dolu
Şefkatle kucakladı beni
Sardı yaralarımı
Gülücükler yerleştirdi yüreğime
Sevgi tohumları ekti
Ellerim tutmuyor ki,
Şiir yazayım
Korkuyorum,
Hareket yeteneğimi yitirmekten...
Korkuyorum,
Kadir babamı tanıdım Antoloji’de
Seviniyorum iyi ki gelmişim diye
Yüreği sevgi dolu, sıcacık insan
Onu tanıyınca umut doluyor insan
Ayrım yapmadan sever herkesi
Güncelliğin başı boş ayrıntılarında,
Sen benim çok daha fazla sevdiğim,
Çok daha fazla değer verdiğim...
Asalet müemmeselim....
Baba şefkatini sevgi dolu sözlerinde...
Sıcaklığını sesinde,yüreğimde tattıran...
Ey gecenin aydınlığı,
nerdesin sen? ?
Sevgine ihtiyacım var.
Korunmaya, tutunmaya,
sana ihtiyacım var.
Nerdesin? ?
Yaşadıklarımdan örnekler… Düşündükçe takılır kafama…
Apartmanlarda olur komşular arasında yardımlaşmalar. Her evde tamir takımı (matkap v.s.) bulunmayabilir. Ama ben öğrencilik yıllarımdan bu yana işportacıdan, şuradan buradan evdeki malzeme eksiklerini tamamlardım. Evde bunların olduğunu bilen komşular da gerektiğinde ister, ben ise vermekten çekinmem. Aşırı giden olursa evde konuyu gündeme getirmekten geri kalmam, örneğin bizim aletleri bizden çok kullanıyorlarsa onların bu aletleri temin etmesi gerekir… Ama yine de komşunun yüzüne karşı söyleyemem…
Bir matkabımız vardı. Komşu istemişti verdik. Matkabımız geldi ama uzun süre (belki 6 ay) hiç kullanmadık. Kullanmak istediğimizde matkabın bozuk olduğunu gördük… İki farklı durum söz konusu;
Günaydın dünya tatlısı,
Gözleri orman yeşili
Kalbi sevgi yuvası
Kadir babanın sırdaşı
Kalpte yeri dolmaz
“İlk defa bir büyüğüm bana şiir gönderiyor ve ogün benim doğum günümdü”
Böyle başlamıştı 22 yaşındaki Buse ile tanışmaları. Dahası o ana kadar hiç karşılaşmadığı, karşılaşacağını hayal bile edemediği bir dünyanın başlangıcıydı bu Şefkat Çağlayanı için. Buse’ye, “Size kızım diyebilir miyim? ” diye sorduğunda “memnun olurum” yanıtını almıştı. Ancak şimdiye kadar kendisine bir hanım kız tarafından “babacım” diye hitabedilmemişti. Artık ona “babacım” deniliyordu. İnanamıyordu Şefkat Çağlayanı.
Buse’nin ona “babacım” demesi için hiçbir neden yoktu. Çok iyi bir ailesi vardı. Anne, baba abla ve 2 ağabeyi onu çok seviyor ve çok nazlıyorlardı. Buna rağmen yüzünü hiç görmediği Şefkat Çağlayanına “babacım” demekte tereddüt etmiyordu. Şefkat Çağlayanı için bu karşılıksız, beklentisiz sevginin en güzel örneğiydi.
Sevgili Asu,
Güzel insan...
Bilsen...
Böyle maillere ne kadar ihtiyacım var...
kızlarınıza ve cocuklara duydugunuz sevgi size güzel dizeler olarak geri dönmüş...kutluyorumm...kaleminiz daim olsun üstad saygılar...
çok güzel bir şiirdi anneler affetmez mi hiç Tanrıdan sonra en affedici varlıktır anneler...kutluyorum..kaleminize saglık...saygılar..