Bu sabah kimseye iyi geceler demedim…
Ayarlı perdenin arasından sızan güneşten,
Göz kapağımda biriken uyumamış biraz sen
Nakaratını unuttuğum şarkılar gibi,
Kırılmıyorum artık…
Yaz gibi gelişlerine,
BEYAZ DEĞİLDİ ÖLÜM
Ne dar geçittir şu yoluma vuslat,
Bardaktan boşalan hasret külleri ıslattı…
Cana değdi fezadan kopan feryat,
Dalgalar rüzgarla kıyısına zar attı…
Anla…
Saate bakıp randevu vermeye benzemez bu,
Sineklerin krizlere sebep vızıltılarınada…
Sen dile, ben ağlarım mendile…
Nasıl olsa intihar düştü dile…
Artık hiçbir yıldızında yokum gökyüzünün,
Dilenci derler kimsesiz ezilişime,
Dua ederim sana, dostuna, eşine.
Hor bakarlar da çolak dilenişime,
Dermanı kalmaz çocuk neşemin.
Kimine yanaştım dedi git işine,
Bakıyorum da bayatlıyor oksijen.
Kuru kapıların tokmaklarından esen,
Ziyareti unutmuş bir parça toz sen,
Sislenir hüznün harmanı, yekpare susku,
Zamansız bir mızraptır bu yankılı coşku.
Göğsüme mühürlenmiş kadim sazlı mızrak,
Firkatin girdabında saklıysa da kuşku...
Uzarsa yolum en fazla saniyeler ağlar…
Yarım kalmaz hüsrana değen yüzüm.
Bir yaşanmışlık gibi firarsa gözüm,
Hayat dediğin nedir ki, savrulup gittiğin bir rüzgâr mı yoksa
Sonsuz bir geceye bakan gözlerindeki umutsuzluk mu?
Adımlarını attığın her sokak, çıkmazlarla dolu
Bir yol ki sonu görünmez, belki de hiç yok
Zamanın akışında savrulan yaprak gibi,
Rüzgârın nereye götüreceğini bilmeden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!