Vanilya çürüğü dudakların saydam…
Gözlerinden terleyen her acı damlası,
Lavanta soğanlarını doğramış madam!
Ertele geçmişini, bana geleceğinden randevu ver…
İstemem eskilerini, diriliğin göğüslerinde kalsın.
Varsın kimseler beğenmesin yüzünü,
Sana kelebekler yakışır, beni karanlıkla baş başa bırak...
Duyduğun seslerden uzakta olmak sessizlik...
Karanlık sessiz...
Biz bilmeyiz karıncaları…
Onlar,
Ayakkabı altlarında sarmaş dolaş ölürlermiş sevdikleriyle…
Yatmadan kahve devirdiğimden
Oyalanmıştı uyku epey.
Tek sarımlık nefesimin
Koltuk altlarında sevda ve bir şekerleme ellerinde;
Okul bahçelerinde minik kalplerinin uyuştuğu,
Üşüten basamakta kendileriyle konuştuğu…
Kırmızının çarşafa ettiği isyanı sorabilir misiniz?…
İhaneti kovalayabilir misiniz dört yerinden?…
İsyan ile ihanetin kör noktasını seçebilir misiniz?…
Küllenmiş kalbin ateşinde ağlıyor közler,
Dumanlardan sevda küser yanılır,
Dumanlar, huzur damlatır çam ağaçlarına sormadan hatır…
Kafes sen, ben mutlu mahkum…
Bu umumi cezaya şahsi icazetim gözlerin…
Ne desen kanun duyar seni ezberlerim,
Köpük köpük beyazında mavini sevdim,
Israrla esen rüzgarın hareketlendirdiğinde seni…
Hesaba katmadan yosunları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!