Ne kadar da şehvetliydin Julia,
Kentin his yoksulu sokaklarına karşın
Şehirler kadar derin bir şehvetin vardı.
İsterik, korkulu, çocuksu bir şehvetin.
Hissizliğin mahşerinde, bütün kentlere inat
Yalnız bir şehvetin...
Ben, saçlarının siyahlığında kaldım Julia;
Çillerinde, ellerimi tutuşunda, hafif yürüyüşünde
En çok da beyazlığında...
Gözlüklerimin ardından bakardım sana Julia,
Beni ardına takardın bakışlarımın ardından
Ezberden yürürdük sokaklarda
Bazense sokakların ezberinden kırlara kaçardık
Sırf ardıçkuşlarının hatrına.
Ne çok severdin ardıçkuşlarını Julia
Ne çok...
Ne olduysa o katta oldu Julia,
Siyah adamlar geldi karanlık sokaklardan
Bir mumun loşluğunda ayrıldık kendimizden
Çamaşırcı kadın şarkı söylemez olmuştu
Bay Antikacı bizi arkamızdan vurmuştu
İhanet tıpkı karanlıklar gibiydi
Bizi bırakmıyordu....
Bizi izbe bir zindana sürüklediler Julia,
Adı 'sevgi' idi buranın
Ah! Ne garip...
Burada her ne yapılırsa
Sevgi için yapılırdı
Gûya...
Ki Julia,
İhaneti burada adımladık biz
Değil mi?
Kayıt Tarihi : 31.5.2016 12:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Julia 😞
![Abdulkâdir Çakıl](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/05/31/julia-ii.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!