Sokak lambası yanıyor. Sokaklar boş ve ısız. Sokak lambaları etrafını aydınlatıyor. Gece karanlıklar içinde kaybolmuş. Karanlık her şeyinde içinde kaybolmuş. Yıldızlar ay arkadaş olmuş ışıklar saçıyor. Sokak lambası etrafını aydınlatıyor ama yanlızlıklar içinde. Bir ıslık sesi sokakta çınlarken birden. Ürperdi tüm sokak,bir ıslık okadar gönülden içten çınlıyordu. Bir uzun boylu bir adam sonra. Bir türkü tuturdu, nerdesin ey kahpe felek, beni böyle yapayalnız bıraktın. Suçlu kendiydi farkında değildi. Yanlızlığı seven sendin. İylikler yapıp kendini unutan sendin. Birde mantık diye diye. Yanlızlık türküsüyle başbaşa kaldın. Sevilmekten korkan korkak insansın. Böyle sokak labasıyla başbaşa kalırsın. Çok yazık etin be ince uzun boylu be adam.
Sol yanım acıyor. Sol yanım sızlıyor. Sol yanım kanıyor. Sol yanım ağrıyor canım yanıyor. Dağlar üzerime yürüyor. Taşlar üzerime yağıyor. Gökyüzünden başıma yıldızlar. Yağıyor gök yüzden yağmur. Yağıyor . Sol yanım acıyor. Hüzün bulutları sardı yine. Hazan vurdu yaprakları mı. Döktü üşüdüm sol yanım
Soldu güler sol yanım. Canım can ver sol yanım . Kara gözlü siyah saçlı. Sol yanım bir kuş kalbi. Gibi can ver sol yanım . Çooook sızlıyor sol yanıyor
Üzülmek istemiyorsan
Sol yanını boş
Bırakçaksın.
Kanayan o
Yürek benim
Ağlayan o
Sevgin harman olduğu
Yerdeyim
Ekilen aşk tohumunun
Burçak burçak
Başak verdiği yürekteyim
Bir gönül ki sevdaya
Suskunluğum bir denizin sesizliği gibi denizin gel gitleri dalgaların sonsuzluğu gibi derin ve hırçın bir yaşam denizde Suskunluğum gibi.
Suskunluğum gökyüzü gibi koca masmavi gökyüzü , gökte yağmur fırtına bulut güneş ay yıldızlar sema kadar Suskunluğum gibi.
Suskunluğum kuşlar gibi coşkulu sonsuz göklerde uçmak kanat çarpıyor , kuş kalbim gibi Suskunluğum kuşlar gibi.
Suskunluğum , anlayan yalın yağız atlar gibi özgürce koşmak ovalarda dağlarda özğürlüğüm Suskunluğum 'dan yaşam bulmuş atlar gibi.
Güneş altında söylenecek
Sözüm yok
Sana. ......
Yıldızlı gecelerde söylüyorum
Seni sevdiğimi
Her suskunlukta binlerce acı vardır. Sustukca acılar biter sandık. Yaralarımız katlanarak büyüdü.........
Dağlardan daha büyük oldu. Büyüdükçe kalbimize sığmadı paramparça oldu.....
Dağıldı tuz gibi suskunluluk çok şeyler anlatır, yanlızlığını acıları ......... Aşkı sevdayı elini tutan o sıcaklığı sana bakan bir çift gözü sana şiir okuyan dudakları şarkı söyleyen gönüllü. ......... şımartan insanı adamı da sana sözler verip. Unutanı sevğinin her tonunu yaşatı bu insan senin en büyük aşkın Sevdan meleğin kanadın olan adam halesi oldun mücehveri olan adam nerdesin yıktın gittin yıktın geçtin ve ne dedim. ..susturma susarsam suskunluğum olur. ................ Açılar olur ucurumlar olur düşerim bin parça olurum suskunluğum binlerce acı olur da sana ulaşır ahım.
Suskunluk bazen edeptir
Suskunluk bazen hay'dır
Bazen aşktır
Aşk
Suskunluğum feryadımdır
Feryat
Taş Değirmen siz hiç taş değirmen. Gördünüzmü insanlarda değirmen gibi değirmen iki taş arasında buğdayı un. Eder eze eze tanecikler bir bir ezilir.
Üzülürsün acı çekiyorlar mı diye sonra. Bembeyaz mis kokular saçarak dökülür , biz insanlarda hayatın taş. Değirmende ezilir acı çeker kişiliğimiz.
Oluşturmaya çalışırız dağlar rüzgâr. Duyğusalık içimizdeki ayna ya bizi. Beyaz mis kokular saçan iyi insan. Oluruz yada çılgın yada kötü öfkeli.
Tavuz kuşu
Renk cümbüşü
Bir mucize ömrüm
Gibi kadınlar gibi
Çeşit çeşit rekler
Kadınlar.
Bin Yıllık Çınar ağaçım. ..