Derin bir aşktı benim sana hissettiklerim.
Ne zaman konuşmaya kalksam,
Gözlerin sözlerimin katili oldu.
Ve ben hep sustum.
Sonra baktım ki ben sustukça uzaklaştın benden,
Her suskunluk daha da çok kanattı beni.
Sonra haykırmaya karar verdim.
Şimdi duyduğun her şeyin sesini kıs;
Yanan yüreğimin aydınlığında sana seslenmek istiyorum.
İçimde susturamadığım kuşun kafesini açıyorum,
Zincirlerini bir bir çözüyorum dilimin.
Sevginin dili, dini, ırkı, mezhebi var mı, hâlâ bilmiyorum ama benim vatanım sensin.
Kirpiklerinden tutunuyorum hayata,
Saçlarında dalgalandırıyorum parmaklarımı.
Gamzelerinde uyutuyorum acılarımı,
Ve seni dünyanın en saf sevgisiyle seviyorum.
Hani hayvanlar kollarının altına alır ya yavrusunu,
Ben de yüreğimin altına alıyorum seni.
Kimse görmesin güzelliğini,
Kimse duymasın sesini.
Sesinin kulağıma değişini bile seviyorum.
Ben bütün harflerine aşığım adının,
Hele o yüreğimde dimdik duruşun yok mu...
Şimdi anlat diyorlar bana; onu anlat.
Hangi gülde var teninin kokusu?
Hangi ipekte var saçlarının yumuşaklığı?
Hele o çenendeki vaha kimde var?
Böyle bir güzellik...
Yüreğime damla damla yağan sevdam.
Sen der, susar bütün kelimelerim.
Sen, hiç bitiremediğim şiirim,
Nakaratı dilime dolanan bestemsin.
Sen aşksın,
Aşk sen.
Ellerin,
Yüzün,
Tenin,
Her şeyinle benim için yaratılmışsın.
Senin olmadığın bir dünya haram olsun bana, sevdam.
Sen benim adını çıkmaz sokak koyduğum
En güzel çaresizliğimsin.
Sen benim sonsuzluğa giden yolumsun,
Sonumsun,
Solugumsun.
Ve iyi ki sevdi seni yüreğim.
04.11.2024 11:04
Kayıt Tarihi : 4.11.2024 11:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!