Yaşamın tutsakları değil miyiz hepimiz?
Doğduğumuz an,
Yaşadığımız şu an,
Gelecek zaman…
Dur, düşün bir an.
Çocukluğunu düşün.
Düşünürken ürperecek içindeki çocuk
Ve bir daha hayal kuramayacaksın.
Baban değil miydi
Elinden tutup okula kayıt yaptıran?
Sevdiklerin değil miydi
Seni zorlayan
“Oku, adam ol, iş sahibi ol;
Evlen, çocuk sahibi ol.”diye?
Peki niye?
Dostlukta arasak yaşamın kutsiyetini…
Yalan.
Para…
O zaten yalan.
Aşk…
O da yalan.
Yalan be! Aşklarımız bile yalan.
Talan ettik ömrümüzü, talan edeceğiz talan.
Koşarken bilmediğin bir yere
Gücün tükenecek, yığılacaksın yere.
İşte o an haykıracaksın
“Yok muydu doğruyu anlatan? ” diye.
Ama nafile…
Ve…Ve sonra
The ölüm.
Ya sonra…! ?
Kayıt Tarihi : 21.12.2005 15:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Karakaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/12/21/isyan-127.jpg)
Yitik bir sevdaya düşer
Solar hoyrat ellerde
Gider güzelliği gider
Dikeni kalır geride
Nerde gülen bir yüz görsem
Tanrı’yla bir karış kalır aramda
Ateş senin elinde ama
Benim de yaramda
M. NAZİK 2006 MERSİN
TÜM YORUMLAR (1)